Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası kamuoyuna açıklamalarda bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 15.04.2025 23:22
Haber Güncellenme Tarihi: 15.04.2025 23:24
Kaynak:
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ikinci döneminin 38. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirtti.
Toplantıda, ekonomiden tarıma, dış politikadan güvenlikle ilgili konulara kadar çok geniş bir yelpazede gündemdeki meseleleri etraflıca değerlendirdiklerini bildiren Erdoğan, toplantıda aldıkları kararların ve yaptıkları istişarelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Kabine olarak yoğun bir gündemle Türkiye'ye hizmet mücadelesini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine, bölgemizdeki gelişmeler başta olmak üzere birçok alanda şahit olmaya başladık. 11-13 Nisan'da düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. 'Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek' temasıyla tertiplenen Foruma, 21'i devlet ve hükümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine, yükselen korumacılık dalgasından çok kutupluluğa pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi. Biz de açılış hitabımızda Türkiye'nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye'deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik. Karşılıklı saygı ve ortak menfaatler temelinde Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce son bulması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi vurguladık. Ayrıca Forum kapsamında 15 ikili görüşme gerçekleştirdik."
"Endonezya ile ilişkilerimizin yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz"
Antalya Diplomasi Forumu'nda dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının iştirakiyle uluslararası bir etkinliği daha başarıyla icra ettiklerini anlatan Erdoğan, "Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımızı ve Foruma destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum." açıklamasını yaptı.
"Gerilimlerin tırmandığı sürekli yeni krizlerin baş gösterdiği bir dönemde Türkiye olarak adaleti, barışı, diplomasiyi öncelemeye devam edeceğiz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Forumdan bir gün önce, 10 Nisan tarihinde Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Subianto ve heyetini ülkemizde misafir ettik. Dostum Subianto'nun Meclisimizde iki ülke tarihine ve münasebetlerine dair mesajları tarafımızdan memnuniyetle karşılanmıştır. Dört asrı aşan kardeşlik bağlarımızın olduğu Endonezya ile ilişkilerimizin geniş bir yelpazede yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz. Ticaret hacmimizi 10 milyar dolara taşımakta kararlıyız. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kuracağımız yeni ortaklıklarla inşallah bu hedefe ulaşacağız."
"Orta Doğu'daki her gelişme, her kriz, her sorun doğrudan doğruya bizi, ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci, proaktif ve cesur bir anlayışla hadiseleri okumak, politikalarımızı da buna göre güncellemek mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. 500 yıllık mazisiyle hariciye teşkilatımız bugün 260'ı aşkın temsilciliğiyle dünyanın en geniş beş diplomatik ağı arasında yer alıyor. TİKA'mız, AFAD'ımız, Kızılay'ımız, Türk Hava Yollarımız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız, Türkiye Maarif Vakfı ve diğer kurumlarımız birbirinden önemli projelere imza atıyor. İstihbarat diplomasisi alanında da çok ciddi tecrübe kazandık. Askeri mevcudiyetimiz genişlerken, savunma sanayi ürünlerimiz doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok ülke tarafından kullanılır hale geldi. Türkiye'nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı avantajları da kullanarak şimdi tüm bunları aynı hedefe teksif ediyor, bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla mücehhez bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz."
"Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını hissettirmekte"
"Muhalefet yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye'yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değil. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak bir donanıma, bilgiye ve kavrayışa da sahip değiller. Batı karşısında mahcup ve mağlup, kendi devletine karşı mağrur ve müfsit bir karakterle adeta zihnen mefluç olmuş durumdalar. Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır."
Milletin ve tüm dünyanın Türkiye'nin her halükarda sulhu sükunun tarafında olduğunu bilmesini istediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye, her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir. Biz istiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serin kanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır. Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır." dedi.
"Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimalin ortadan kalktığını belirtti.
Erdoğan, 8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönemin başladığını, Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananının tüm bölge ve bölgedeki tüm halklar olacağını dile getirdi.
Türkiye'nin bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacağını vurgulayan Erdoğan, Gazze'de yaşayanların da öz yurtlarında güvenli, huzurlu ve özgürce yaşamaları için gereken her türlü desteği vermeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Erdoğan, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalındığını belirterek, "Amerika yerlilerine atfedilen şu sözün manasını anladığımız günlerdeyiz. 'Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız.' İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu, toprağı, hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz." şeklinde konuştu.
İklim değişikliğinin bazen kuraklık, bazen sel, dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendini belli ettiğine dikkati çeken Erdoğan, hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretimin de iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanların başında geldiğini, geride kalan beş günlük dönemde bunun bir kez daha yaşandığını kaydetti.
Erdoğan, hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkenin belli bölgelerinde don, kar yağışı, dolu olaylarıyla karşı karşıya kalındığını dile getirerek, kimi yerlerde termometrelerin eksi 17 dereceyi gösterdiğini, bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerlerinin ölçüldüğünü hatırlattı.
Tüm üreticilere ve çiftçilere geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tarım ve Orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Fakat ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet, burada da boş durmadı. Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun da yurt dışına bağımlı olacağımıza, bütün bunlara kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla, karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Buna göre bazı hususları tekrar açıklığa kavuşturmakta fayda görüyorum.
Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk yok. Lakin eksi 17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor. Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasına müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır. Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır."
"Hükümetimiz bu zor günlerinde çiftçilerimizin yanında"
Bu olayın Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) önemini tekrar hatırlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70'i kadarının devlet tarafından ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıt olunmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.
TARSİM uygulamasının başladığı 2006'dan bugüne kadar üreticilere 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödendiğini belirten Erdoğan, çiftçilerden de bu konuda azami hassasiyet beklediklerini söyledi.
Bugünkü kabine toplantısında üreticilerin zararını tazmin konusunda neler yapılabileceğinin enine boyuna değerlendirildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım Bakanımıza konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdim. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hükümetimizin tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum."
"74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik"
Milletçe dayanışmanın perçinlendiği, muhabbetin güçlendirildiği, birlik ve beraberliğin büyütüldüğü bir bayramın daha geride bırakıldığını anımsatan Erdoğan, tek bir canın dahi trafik kazasında kaybedilmemesi için 28 Mart-6 Nisan tarihlerinde trafik güvenliğinin en üst seviyede tutulduğunu söyledi.
Erdoğan, 69 bin polis ve jandarma personelinin ülkenin dört bir yanında görev başında olduğunu belirterek, trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçirenlere teşekkür etti.
Bayram tatilinde geçen seneye göre denetim sayısının yüzde 30 artırıldığını, tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında yüzde 4,6 oranında düşüş olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. 10 bin 199 kardeşimiz de trafik kazalarında yaralandı. Vefat eden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar niyaz ediyorum. Burada şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım. Hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. 6 bin 268 kazanın yüzde 41'i hız ihlalinden kaynaklandı. 74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik." diye konuştu.
"25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Ramazan Bayramı boyunca otoyol ve köprülerden toplam 25 milyon 715 bin aracın geçtiğini, yine bu dönemde 731 bin otobüs seferi gerçekleştirildiğini ve bu seferlerde 9 milyon 110 bin yolcu taşındığını dile getirdi.
Havalimanlarında 42 bin 521 uçak trafiğiyle 6 milyon 108 bin yolcuya hizmet sunulduğunu aktaran Erdoğan, yüksek hızlı tren, ana hat, bölgesel trenler ve şehir içi raylı sistem hatlarını ise 10 milyon 540 bin kişinin kullandığını ifade etti.
Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç, 100 milyonlara yaklaşan yolcu rakamlarından bahsedildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu, batı, kuzey, güney demeden ülkemizi baştan başa yüksek standartlı yol ağıyla donatmamızla doğrudan bağlantılıdır. 2002 yılında 6 bin 101 kilometrelik bölünmüş yolumuz varken bugün bu rakam 29 bin 734 kilometreye çıktı. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken, bugün bu sayı 77'ye yükseldi." diye konuştu.
Bölünmüş yolların, ülkenin yol ağının yüzde 43'ünü oluşturduğunu ve trafiğin yüzde 83'üne hizmet verdiğini anlatan Erdoğan, bu yollarla trafik güvenliğini, seyahat hızını ve konforunu artırdıkları gibi trafik kazalarındaki ölüm oranlarında da düşüş sağladıklarını söyledi.
"Farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de Türkiye'deki toplam araç sayısının yaklaşık 8,5 milyon, şehirler arasındaki ortalama hızın ise saatte 40 kilometre olduğunu; bugün araç sayısı 31,5 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızının 90 kilometreye çıktığını dile getirdi.
Taşıt hareketliliği yüzde 195 oranında artarken, kaza yerinde can kaybının 15'te 1 oranında gerilediğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle kafa kafaya çarpışmalardan kaynaklı trafik kazalarının ve bu kazalardan kaynaklı ölümlerin büyük oranda önüne geçtik. Trafik güvenliğine yönelik yatırımlarımız bölünmüş yollarla sınırlı değil. Son 10 yılda yol ağımızda toplam 6 bin 100 kilometre banket sarsma bandı uygulaması gerçekleştirdik. Bu uygulama sayesinde yoldan çıkma türü kazalar, hamdolsun, yüzde 40 oranında azaldı. Ayrıca 2024 yılı sonu itibarıyla devlet ve il yolları genelinde toplam 33 bin kilometre oto korkuluk bulunuyor. Bunun dışında da farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz. Trafik kazalarını daha da aşağı çekmek için sürücü kaynaklı ihlallerin de mutlaka önüne geçmemiz gerekiyor."
Erdoğan, yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımının geldiğini belirterek, "Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanımı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz." dedi.
Trafikte kural ihlallerine yönelik caydırıcılığın artırılması ve bu yolla trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak İçişleri Bakanlığınca bir çalışma yürütüldüğünü bildiren Erdoğan, "Milletimizden gelen şikayetlere özellikle kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız. Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız." diye konuştu.
"Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek"
Yeni yol yatırımları ve güvenlik odaklı uygulamalarla trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını daha da azaltmaya kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Nisan Cumartesi günü Antalya Havalimanı Genişleme Projesi ve yeni terminal binalarının açılışını yaptıklarını, böylelikle turizmin başkenti Antalya'yı yıllık 82 milyon yolcu kapasitesine sahip muhteşem bir esere kavuşturduklarını dile getirdi.
Yeni terminal binalarının Antalya ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile projede emeği geçen tüm kurumları kutladı.
"Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek. Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"İllerimizi ve insanlarımızı oy tercihlerine göre ayıranlardan olmadık. Biz, milletimizi kucaklaştırmanın, şehirlerimizi kalkındırmanın derdindeyiz. Bizim ufkumuzda sadece büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek var. Bizim vizyonumuzda milletimizi asırlık hayalleriyle buluşturmak var. 23 yıldır muhalefetin engelleme girişimlerine rağmen daima bunun için çalıştık, bunun için ter döktük, emek verdik. İnşallah bundan sonra da 85 milyon için aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim bizi millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın."
"10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacağını söyledi.
Erdoğan, "Bu vesileyle gözbebeğimiz olan evlatlarımızı kendilerine emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimize, emekleri ve fedakarlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası kamuoyuna açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ikinci döneminin 38. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirtti.
Toplantıda, ekonomiden tarıma, dış politikadan güvenlikle ilgili konulara kadar çok geniş bir yelpazede gündemdeki meseleleri etraflıca değerlendirdiklerini bildiren Erdoğan, toplantıda aldıkları kararların ve yaptıkları istişarelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Kabine olarak yoğun bir gündemle Türkiye'ye hizmet mücadelesini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine, bölgemizdeki gelişmeler başta olmak üzere birçok alanda şahit olmaya başladık. 11-13 Nisan'da düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. 'Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek' temasıyla tertiplenen Foruma, 21'i devlet ve hükümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine, yükselen korumacılık dalgasından çok kutupluluğa pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi. Biz de açılış hitabımızda Türkiye'nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye'deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik. Karşılıklı saygı ve ortak menfaatler temelinde Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce son bulması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi vurguladık. Ayrıca Forum kapsamında 15 ikili görüşme gerçekleştirdik."
"Endonezya ile ilişkilerimizin yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz"
Antalya Diplomasi Forumu'nda dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının iştirakiyle uluslararası bir etkinliği daha başarıyla icra ettiklerini anlatan Erdoğan, "Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımızı ve Foruma destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum." açıklamasını yaptı.
"Gerilimlerin tırmandığı sürekli yeni krizlerin baş gösterdiği bir dönemde Türkiye olarak adaleti, barışı, diplomasiyi öncelemeye devam edeceğiz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Forumdan bir gün önce, 10 Nisan tarihinde Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Subianto ve heyetini ülkemizde misafir ettik. Dostum Subianto'nun Meclisimizde iki ülke tarihine ve münasebetlerine dair mesajları tarafımızdan memnuniyetle karşılanmıştır. Dört asrı aşan kardeşlik bağlarımızın olduğu Endonezya ile ilişkilerimizin geniş bir yelpazede yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz. Ticaret hacmimizi 10 milyar dolara taşımakta kararlıyız. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kuracağımız yeni ortaklıklarla inşallah bu hedefe ulaşacağız."
"Dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz"
"Orta Doğu'daki her gelişme, her kriz, her sorun doğrudan doğruya bizi, ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci, proaktif ve cesur bir anlayışla hadiseleri okumak, politikalarımızı da buna göre güncellemek mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. 500 yıllık mazisiyle hariciye teşkilatımız bugün 260'ı aşkın temsilciliğiyle dünyanın en geniş beş diplomatik ağı arasında yer alıyor. TİKA'mız, AFAD'ımız, Kızılay'ımız, Türk Hava Yollarımız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız, Türkiye Maarif Vakfı ve diğer kurumlarımız birbirinden önemli projelere imza atıyor. İstihbarat diplomasisi alanında da çok ciddi tecrübe kazandık. Askeri mevcudiyetimiz genişlerken, savunma sanayi ürünlerimiz doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok ülke tarafından kullanılır hale geldi. Türkiye'nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı avantajları da kullanarak şimdi tüm bunları aynı hedefe teksif ediyor, bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla mücehhez bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz."
"Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını hissettirmekte"
"Muhalefet yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye'yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değil. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak bir donanıma, bilgiye ve kavrayışa da sahip değiller. Batı karşısında mahcup ve mağlup, kendi devletine karşı mağrur ve müfsit bir karakterle adeta zihnen mefluç olmuş durumdalar. Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır."
"Kimse kışkırtmalar karşısındaki serin kanlı tavrımızı zafiyet algılamamalı"
Milletin ve tüm dünyanın Türkiye'nin her halükarda sulhu sükunun tarafında olduğunu bilmesini istediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye, her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir. Biz istiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serin kanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır. Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır." dedi.
"Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimalin ortadan kalktığını belirtti.
Erdoğan, 8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönemin başladığını, Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananının tüm bölge ve bölgedeki tüm halklar olacağını dile getirdi.
Türkiye'nin bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacağını vurgulayan Erdoğan, Gazze'de yaşayanların da öz yurtlarında güvenli, huzurlu ve özgürce yaşamaları için gereken her türlü desteği vermeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Erdoğan, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalındığını belirterek, "Amerika yerlilerine atfedilen şu sözün manasını anladığımız günlerdeyiz. 'Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız.' İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu, toprağı, hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz." şeklinde konuştu.
İklim değişikliğinin bazen kuraklık, bazen sel, dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendini belli ettiğine dikkati çeken Erdoğan, hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretimin de iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanların başında geldiğini, geride kalan beş günlük dönemde bunun bir kez daha yaşandığını kaydetti.
Erdoğan, hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkenin belli bölgelerinde don, kar yağışı, dolu olaylarıyla karşı karşıya kalındığını dile getirerek, kimi yerlerde termometrelerin eksi 17 dereceyi gösterdiğini, bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerlerinin ölçüldüğünü hatırlattı.
Tüm üreticilere ve çiftçilere geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tarım ve Orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Fakat ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet, burada da boş durmadı. Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun da yurt dışına bağımlı olacağımıza, bütün bunlara kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla, karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Buna göre bazı hususları tekrar açıklığa kavuşturmakta fayda görüyorum.
Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk yok. Lakin eksi 17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor. Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasına müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır. Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır."
"Hükümetimiz bu zor günlerinde çiftçilerimizin yanında"
Bu olayın Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) önemini tekrar hatırlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70'i kadarının devlet tarafından ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıt olunmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.
TARSİM uygulamasının başladığı 2006'dan bugüne kadar üreticilere 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödendiğini belirten Erdoğan, çiftçilerden de bu konuda azami hassasiyet beklediklerini söyledi.
Bugünkü kabine toplantısında üreticilerin zararını tazmin konusunda neler yapılabileceğinin enine boyuna değerlendirildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım Bakanımıza konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdim. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hükümetimizin tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum."
"74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik"
Milletçe dayanışmanın perçinlendiği, muhabbetin güçlendirildiği, birlik ve beraberliğin büyütüldüğü bir bayramın daha geride bırakıldığını anımsatan Erdoğan, tek bir canın dahi trafik kazasında kaybedilmemesi için 28 Mart-6 Nisan tarihlerinde trafik güvenliğinin en üst seviyede tutulduğunu söyledi.
Erdoğan, 69 bin polis ve jandarma personelinin ülkenin dört bir yanında görev başında olduğunu belirterek, trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçirenlere teşekkür etti.
Bayram tatilinde geçen seneye göre denetim sayısının yüzde 30 artırıldığını, tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında yüzde 4,6 oranında düşüş olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. 10 bin 199 kardeşimiz de trafik kazalarında yaralandı. Vefat eden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar niyaz ediyorum. Burada şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım. Hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. 6 bin 268 kazanın yüzde 41'i hız ihlalinden kaynaklandı. 74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik." diye konuştu.
"25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Ramazan Bayramı boyunca otoyol ve köprülerden toplam 25 milyon 715 bin aracın geçtiğini, yine bu dönemde 731 bin otobüs seferi gerçekleştirildiğini ve bu seferlerde 9 milyon 110 bin yolcu taşındığını dile getirdi.
Havalimanlarında 42 bin 521 uçak trafiğiyle 6 milyon 108 bin yolcuya hizmet sunulduğunu aktaran Erdoğan, yüksek hızlı tren, ana hat, bölgesel trenler ve şehir içi raylı sistem hatlarını ise 10 milyon 540 bin kişinin kullandığını ifade etti.
Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç, 100 milyonlara yaklaşan yolcu rakamlarından bahsedildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu, batı, kuzey, güney demeden ülkemizi baştan başa yüksek standartlı yol ağıyla donatmamızla doğrudan bağlantılıdır. 2002 yılında 6 bin 101 kilometrelik bölünmüş yolumuz varken bugün bu rakam 29 bin 734 kilometreye çıktı. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken, bugün bu sayı 77'ye yükseldi." diye konuştu.
Bölünmüş yolların, ülkenin yol ağının yüzde 43'ünü oluşturduğunu ve trafiğin yüzde 83'üne hizmet verdiğini anlatan Erdoğan, bu yollarla trafik güvenliğini, seyahat hızını ve konforunu artırdıkları gibi trafik kazalarındaki ölüm oranlarında da düşüş sağladıklarını söyledi.
"Farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de Türkiye'deki toplam araç sayısının yaklaşık 8,5 milyon, şehirler arasındaki ortalama hızın ise saatte 40 kilometre olduğunu; bugün araç sayısı 31,5 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızının 90 kilometreye çıktığını dile getirdi.
Taşıt hareketliliği yüzde 195 oranında artarken, kaza yerinde can kaybının 15'te 1 oranında gerilediğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle kafa kafaya çarpışmalardan kaynaklı trafik kazalarının ve bu kazalardan kaynaklı ölümlerin büyük oranda önüne geçtik. Trafik güvenliğine yönelik yatırımlarımız bölünmüş yollarla sınırlı değil. Son 10 yılda yol ağımızda toplam 6 bin 100 kilometre banket sarsma bandı uygulaması gerçekleştirdik. Bu uygulama sayesinde yoldan çıkma türü kazalar, hamdolsun, yüzde 40 oranında azaldı. Ayrıca 2024 yılı sonu itibarıyla devlet ve il yolları genelinde toplam 33 bin kilometre oto korkuluk bulunuyor. Bunun dışında da farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz. Trafik kazalarını daha da aşağı çekmek için sürücü kaynaklı ihlallerin de mutlaka önüne geçmemiz gerekiyor."
Erdoğan, yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımının geldiğini belirterek, "Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanımı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz." dedi.
Trafikte kural ihlallerine yönelik caydırıcılığın artırılması ve bu yolla trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak İçişleri Bakanlığınca bir çalışma yürütüldüğünü bildiren Erdoğan, "Milletimizden gelen şikayetlere özellikle kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız. Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız." diye konuştu.
"Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek"
Yeni yol yatırımları ve güvenlik odaklı uygulamalarla trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını daha da azaltmaya kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Nisan Cumartesi günü Antalya Havalimanı Genişleme Projesi ve yeni terminal binalarının açılışını yaptıklarını, böylelikle turizmin başkenti Antalya'yı yıllık 82 milyon yolcu kapasitesine sahip muhteşem bir esere kavuşturduklarını dile getirdi.
Yeni terminal binalarının Antalya ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile projede emeği geçen tüm kurumları kutladı.
"Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek. Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"İllerimizi ve insanlarımızı oy tercihlerine göre ayıranlardan olmadık. Biz, milletimizi kucaklaştırmanın, şehirlerimizi kalkındırmanın derdindeyiz. Bizim ufkumuzda sadece büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek var. Bizim vizyonumuzda milletimizi asırlık hayalleriyle buluşturmak var. 23 yıldır muhalefetin engelleme girişimlerine rağmen daima bunun için çalıştık, bunun için ter döktük, emek verdik. İnşallah bundan sonra da 85 milyon için aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim bizi millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın."
"10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacağını söyledi.
Erdoğan, "Bu vesileyle gözbebeğimiz olan evlatlarımızı kendilerine emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimize, emekleri ve fedakarlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Haftanın popüler haberleri
Nihat Bayız ve Utku Barış Pazar, “En Etkin 50 Teknoloji Lideri” listesinde
Arçelik'ten Nihat Bayız ve Utku Barış Pazar, DataExpert iş birliğinde BMI tarafından hazırlanan “En Etkin 50 Teknoloji Lideri” listesinde yer aldı.
Konya Atık İhtisas OSB çalışmaları hızlandı
Konya’nın Çeltik ilçesinde kurulması planlanan Atık İhtisas OSB’ye ilişkin değerlendirme ziyaretinde çalışmaların hızlandırılması için mutabakata varıldı.
Luis Monreal'e Lufthansa Group'ta global görev
Luis Monreal, Lufthansa Group Airlines Orta Doğu Satış Direktörü olarak atandı.
Castrol TUCA’nın Pazarlama Direktörü Cansu Taç Ekmekçiler oldu
Cansu Taç Ekmekçiler, Castrol TUCA’nın yeni Pazarlama Direktörü olarak göreve başladı.
Difaş Fırçalarının sahibi Muammer Yüceler vefat etti
Yücel İş Plastik Sanayi, Difaş Diş Fırça Sanayi ve Sataş A.Ş. gibi önemli şirketlerin kurucusu olan Yüceler'in vefat ettiği duyuruldu.
Mehmet Şimşek: KKM’den çıkış kesintisiz sürüyor
Bakan Mehmet Şimşek, Makro finansal istikrarı güçlendiren politikalar sayesinde KKM’den çıkışın kesintisiz sürdüğünü duyurdu.
Stars of Region yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu
Uluslararası Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde Stars of Region yarışmasının ödülleri de sahiplerini buldu. Yarışmanın birincisi Carbon Gate Co-Founder oldu.
Kadın girişimciler İyi İşler Festivali’nde buluştu
İyi İşler programından bu yıl 27 kadın mezun oldu.
Boyner Holding kurucularından Osman Boyner vefat etti
Türk Tekstil ve moda dünyasının duayen ismi Osman Boyner, 99 yaşında yaşamını yitirdi.
IEA Başkanı Birol'dan kritik minerallerde tekelleşme uyarısı
IEA Başkanı Fatih Birol, temiz enerji geçişi için kritik minerallerin tedarikinde çeşitliliğin sağlanması gerektiğini belirterek tekelleşmenin önlenmesi gerektiğini vurguladı.
Mahmurcan Aslı Akdaş Dinamik Isı'daki görevinden istifa etti
Dinamik Isı şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Mahmurcan Aslı Akdaş'ın istifasıyla boşalan göreve Alp Akif Akdaş'ın atandığını duyurdu.
Pınar Su ve İçecek'e Rekabet Kurulundan 5 milyon liraya yakın ceza
Pınar Su ve İçecek Sanayi, Rekabet Kurulunun 4.877.401,33-TL idari para cezası verdiğini duyurdu.
Recep Süleyman Özdil, Halkbank YK Başkanlığına devam ediyor
Halkbank yaptığı olağan genel kurul toplantısı sonrası yönetim kurulu görev dağılımını duyurdu.
Kamilhan Süleyman Yazıcı, Coca Cola Yönetim Kurulu Başkanı seçildi
Coca Cola İçecek A.Ş. gerçekleştirdiği Olağan Genel Kurul Toplantısı sonrası Yönetim Kurulu görev dağılımını duyurdu
Taha Aksoy, Çimbeton YK Başkanlığına seçildi
Çimbeton, Yönetim Kurulu Başkanlığına Taha Aksoy'un seçildiğini duyurdu.
Mart ayındaki rekor sıcaklıklar, iklim hedeflerine tehdit
Rekor Mart Sıcaklıkları, Küresel İklim Hedeflerini Zorluyor.
Protel'in İnsan ve Kültür Direktörü Selin Güzel oldu
Protel'in İnsan ve Kültür Direktörlüğüne insan kaynakları alanında 15 yılı aşkın deneyime sahip olan Selin Güzel atandı.
Çin, hizmet sektörünü genişletmek için plan yayımladı
Çin, ülkenin hizmet sektörünü daha da genişletmek için bir plan yayımladı ve uygulama mağazası hizmetleri için yabancı sermaye oranı kısıtlamalarını kaldırmayı önerdi.
Tarkim Yönetim Kurulu Başkanlığına Veysel Tolga Atik seçildi
Tarkim, Yönetim Kurulu görev dağılımı yaptığını duyurdu.
UEFA Başkanı Ceferin: İstanbul'da harika turnuvalar bekliyoruz
Ceferin, 2026 UEFA Avrupa Ligi ve 2027 UEFA Konferans Ligi finallerinin yaklaştığını ve 2032'deki Avrupa Şampiyonası'nın da "ufukta" gözüktüğünü kaydetti.
UEFA İstanbul Ofisi törenle açıldı
UEFA İstanbul Ofisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra UEFA Başkanı Aleksander Ceferin ve çok sayıda yerli ve yabancı misafirin katılımıyla açıldı.
Panasonic Tawers G4 ile otomotiv üretiminde dijitalleşme
Panasonic TAWERS G4 Kaynak Robotu Sistemi, otomotiv üreticisinin dijitalleşmesini destekliyor.
Petrol Ofisi “Düşük Karbon Kahramanı” ödülünü kazandı
Petrol Ofisi Grubu Maxima Hybrid motor yağı serisiyle “Düşük Karbon Kahramanı” ödülüne layık görüldü.
Çukurova Isı’nın geleneksel bayi toplantısı İstanbul’da yapıldı
Çukurova Isı, 15-17 Nisan tarihleri arasında Lazzoni Hotel İstanbul’da düzenlediği geleneksel bayi toplantısında 100’ü aşkın bayi temsilcisi ile buluştu.
Netaş, ideaNex İnovasyon Platformu ile çalışan fikirlerini destekliyor
Netaş, çalışanların yenilikçi fikirlerini geliştirebileceği ideaNex platformunu kullanıma sunarak, kurum içi inovasyon kültürünü güçlendirmeyi amaçlıyor.
TD Synnex’ten çalışan refahına yeni teknoloji destekli yatırım
TD SYNNEX, çalışanlarının psikolojik, mali, hukuki ve vergisel konularda 7/24 destek alabileceği LEAP hizmetini yeni mobil uygulama ile kullanıma sundu.
Anadolu Isuzu’dan Şanlıurfa’ya 25 Citiport teslimatı
Anadolu Isuzu, modern tasarıma ve erişilebilirliğe sahip 25 adet Citiport otobüsü Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ne teslim ederek toplu taşımaya katkı sağladı.
Masraf yönetimi Bizigo ile dijitalleşiyor
Bizigo, harcama ve gider süreçlerini tamamen dijitalleştiren Masraf Yönetimi Uygulamasıyla bir yeniliğe daha imza atıyor.
Able4All ile kapsayıcılıkta yeni dönem başladı
Esra Odabaşı liderliğinde kurulan Able4All, kurumların kapsayıcılık kültürünü ölçümleyip geliştirmeye odaklanan dönüşüm odaklı bir sosyal girişim olarak tanıtıldı.
Türkiye'nin en iyi şirketleri açıklandı
Great Place To Work® Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ 2025 listesini yayınladı.
Güven kültürü olan şirketler daha dayanıklı
Great Place to Work®’ün 2025 raporuna göre güven temelli kurumlar hem krizleri daha iyi yönetiyor hem de finansal olarak daha başarılı oluyor.
Avrupa’nın en büyük kariyer fuarı Marmarakaf başlıyor
Kocaeli’de düzenlenecek MARMARAKAF, genç yeteneklerle Türkiye’nin önde gelen firmalarını bir araya getirerek istihdam ve staj fırsatları sunacak.
İçişleri, Çevre Şehircilik ve Sağlık Bakanlarından deprem raporu
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: İstanbul'da 101 binin üzerinde vatandaşımızın barınma talepleri karşılandı
AB-ABD ticaret gerginliği otomotiv yatırımlarını tehdit ediyor
AB-ABD arasında artan ticaret gerginliği, Avrupalı üreticilerin ABD’deki yatırımlarını ve 500 bin kişilik istihdamı riske atıyor. Sektör çözüm bekliyor.
AB'de yeni otomobil satışları Mart'ta geriledi
Avrupa Birliği (AB) pazarında yeni otomobil satışı, martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,2 düşüşle 1 milyon 29 bin 519 adede indi.
Tüketiciler, markalardan gerçek değer ve güven bekliyor
EY’nin Geleceğin Tüketicisi Endeksi, tüketicilerin yüzde 88’inin marka mesajlarını yetersiz bulduğunu, fiyat duyarlılığının ise rekor düzeye ulaştığını gösteriyor.
Palandöken: Faizler yükseldikçe enflasyon düşmez, yatırımda yapılmaz
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, MB'nın faizleri 350 baz puan artırmasının ardından bankaların mevduat faizlerini artırması ile enflasyonun daha çok artacağına dikkat çekti.
TOBB gündemi: Finansman, zirai don ve maliyetler
İş dünyasının sıkıntıları ve talepleri TOBB’da masaya yatırıldı.
TAMPF Başkanlığına Ahmet Şükrü Yanıkoğlu seçildi
Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonunun (TAMPF) yönetim kurulu başkanlığına Ahmet Şükrü Yanıkoğlu oy birliği ile seçildi.
THY'den TEKNOFEST KKTC'ye özel yüzde 20 indirim
THY 1-4 Mayıs'ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) düzenlenecek TEKNOFEST'e özel yüzde 20 indirimli biletleri satışa sundu.