Prof. Dr. Tarhan: Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun
Prof. Dr. Tarhan: Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Modernizmin bedelini, psikiyatrik vakaların artışıyla ödeyeceğiz.”
Haber Giriş Tarihi: 27.12.2024 22:38
Haber Güncellenme Tarihi: 27.12.2024 22:47
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.dijitalhaber.com.tr
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türk-Alman Üniversitesi Fikir ve Medeniyet Kulübünün düzenlediği söyleşiye katıldı. “Toplumda Ahlaki Yozlaşma ve Ailenin Korunması” başlığında öğrencilerle buluşan Tarhan, toplumdaki değişimlerin ve bu değişimlerin aile üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Modernizmin haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali haline getirdiğinin altını çizen Tarhan, bunun bedelini psikolojik vakalardaki artışın ödeyeceğini sözlerine ekledi.
Konferans, Türk-Alman Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Konferans salonunda düzenlendi. Programa akademisyen ve öğrencilerin ilgisi yoğun oldu.
“Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı…”
Kuralsızlığın bencilliğin önünü açtığını söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı. Biz de ABD’nin neoliberal politikalarını ele aldık. Bu politikalarda tamamen kuralsızlık ve sınırsızlık var. Yasal çöküntünün arkasında da zaten anomi var. Norm yok. Üç türlü norm vardır. Birincisi hukuki normlar, kanunların belirlediği. İkinci normlar, toplumun belirlediği sosyal normlardır. Gelenek, göreneklerimiz gibi. Bu normlar sosyal düzenleme yapar. Üçüncü normlar ise vicdani normlardır. Kötülük yapmamak, yalan söylememek, dürüst olmak gibi. Bunu da vicdan korur. Vicdan sonradan öğreniliyor. Vicdan ancak Allah’a karşı hesap verme duygusu olan insanlarda ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Modernizm, yaşam biçimini değiştirdi”
Modernizmin insan üzerindeki etkilerine değinen Tarhan; “Modernizm haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali seçti. Aristoteles’in yaptığı bir mutluluk tanımı vardır. Mutluluğu ikiye ayırıyor. Birincisi hedomanik mutluluk, ikincisi ödemanik mutluluk. Hedomanik mutluluk haz peşinde koşmanın mutluluğu. Bunların nörobilimde karşılığı var. Dopamin mutluluğu diye geçiyor. Bitince yenisini istiyor. İkinci mutluluk da anlam mutluluğu. Kişi bir anlamın peşinde koşuyor. Bir fikri bir ideali var. Bir anlamın peşinden koştuğu zaman beyinde serotonin salgılanıyor. Bir kriz olursa onu kolayca aşabiliyor. Beyindeki serotonin hemen eksilmiyor çünkü uzun vadeli mutluluğu düşünebiliyor. Beyin uzun vadeli mutlulukta serotonini kullanıyor. Kısa vadeli mutlulukta, somut mutlulukta dopamini kullanıyor. Bilimsel olarak da doğrulandı bu. Modernizm yaşam biçimini değiştirdi. Bunun bedelini en çok psikiyatrik vakalardaki artışla ödeyeceğiz. Depresyon, anksiyete, panik bozukluğu gibi…” şeklinde konuştu.
“Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın”
Aileye en çok zarar veren şeyin ego savaşları olduğunu dile getiren Tarhan; “Aileden ne anladığımızı bilmemiz gerekiyor. Gençlere evlenmeden önce şunu söylüyorum, ‘Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın.’ Buna dikkat edilirse problemler daha kolay çözülüyor. Beklenti seviyesi burada çok önemli. Şu anda aileye en çok zarar veren ego savaşlarıdır. Benim param senin paran. Benim annem senin annen. Böyle kişilik savaşları güç savaşları oluyor. Halbuki bizim kültürümüzde karı kocaya refik ve refika denir. Refik erkek yol arkadaşı, refika kadın yol arkadaşı. Yani hayat yolculuğuna çıkmak. Örneğin gemiye binmişsin, seyahat yapacaksın o yolun ortasında ‘Sıkıldım bırakıyorum.’ diyemezsin. Evlilik böyle bir kurum. Şu anda dünya nüfusunu azaltmak için bir aile planlaması yöntemi olarak evliliği azaltmak istiyorlar. Dünya nüfusu çok arttı diyorlar. Evlilik azalmalı diyorlar ve bunda da başarılı oluyorlar.” dedi.
“Kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor”
Transseksüalitenin bir hastalık olduğuna vurgu yapan Tarhan; “Transseksüalite hastalıktır, kişi isterse tedavisi var. Anne baba farkına varırsa 12 yaşından önce tedavisi çok kolay. 12 yaşından sonra ise çok zor. Hele 18’den sonra artık geç kaldınız demek zorundayız. Böyle durumlarda anne babanın uyarı vazifesi var, onaylayıp onaylamama hakkı var. Böyle durumlarda çocuk zaten aileyi seviyorsa içindeki o alkol kullanma isteği gibi o isteği düzeltebiliyor, dönüştürebiliyor kişi. İstemezse zorla yapamazsınız. Bu nedenle kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Stres, vücudun gelişme talebidir”
Stres bağlamında da değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Stres, vücudun gelişme talebidir. Vücudumuzun strese maruz kalması gelişme işaretidir. Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun. Onun için strese talip olun. Yani stres bisiklet kullanmak gibidir. Hızlı kullanırsanız devrilirsiniz. Durursanız da devrilirsiniz. Dengeli kullanmak önemli.” dedi.
“Elimizdeki en büyük rehber bilim”
Her duyduğu şeye inanan insanın kolay hatalar yapabileceğini söyleyen Tarhan; “İnsanların yüzde 30’u sorgulayıcı ve araştırıcı. Yüzde 70’i kolay inanma eğiliminde, araştırıcı değil. Araştırıcı olmayan insanlar duyduklarına inanıyorlar. Halbuki Anadolu’da güzel bir söz vardır, ‘Duyduğuna inanma, gördüğünün de yarısına inan.’ diye. Bu insanı sorgulamayı teşvik eden bir şey. Yani her duyduğuna inanmak, insana hata yaptırtmak için yeter. Onun için elimizdeki en büyük rehber bilim. Bilimsel literatürü araştır, yeni literatüre bak, eski literatüre bak. Bu bir yaşam biçimidir.” şeklinde konuştu.
“Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor”
Türkiye’de ve dünyada yaşanan hane kırılganlığına dikkat çeken Tarhan; “Şu anda feminizm küresel ideolojilerin hizmetine kullanılıyor. Mesela evlilikle ilgili problemler artıyor, boşanmalar artıyor. Evliliğin ilk 5 yılında boşanma oranı Türkiye’de yüzde 38. Almanya’da, Avrupa’da yüzde 50’leri geçiyor ama bizde yüzde 30 çok ciddi bir oran. Burada hane kırılganlığı artıyor. Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor. Buna karşı aile akademilerinin kurulup yaygınlaştırılması lazım. Ticari arabuluculuk kurulu kuruldu, vakalar yüzde 70 azaldı. Bu arabuluculuk sisteminin ailede de kurulması lazım.” ifadelerini kullandı.
“Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı, fatura çocuklara çıkıyor…”
Küresel propagandaya karşı ailenin korunması gerektiğini söyleyen Tarhan; “Avrupa’da bir işletme yüzde 50 zarar edecek bir kurumsa yatırım yapmaz diyor. Aile kurumu da yüzde 50’nin üzerinde boşanıyor diyor. Buna yatırım yapılmaz, o zaman evliliğe lüzum yok diyorlar. Batı dünyası şu anda aileye bu gözle bakıyor. Onun için evlilik dışı yaşantılar var. Evlilik dışı yaşantıda en çok fatura kadınlara çıkıyor. Yani güce sahip olan zayıfı eziyor. Aile kurumunu korumak için önce bunun hastalığını teşhis etmemiz lazım. Yani şu anda aileyi en çok yıkan şey narsist kişilerdir. Biz hem neoliberal hem de kültürel olarak ABD’yi örnek aldığımız için bizde de hızla yayılıyor. Popüler kültür zihinlerimizi işgal ediyor. Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı. Yani zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmaz. Sosyal dönüşüm de olduktan sonra siyasal dönüşüm olur. Hiyerarşi böyle. Yani biz bu küresel propagandaya karşı aileyi korumalıyız.” dedi.
“Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir”
Narsist kişilerden ve sevgi yatırımından bahseden Tarhan; “Narsist kişiler ben merkezcidir. Bu narsistik özellik hepimizde vardır. En narsist varlık çocuktur mesela. Dünya kendi etrafında dönüyor zannediyor. Sevgi yatırımını kendine yapar çocuk. İlk duyduğu duygu korkudur, ilk tepkisi ağlamaktır ve annesine sığınır, rahatlar. Ondan sonra büyüdükçe sevgisini kardeşine, oyuncaklarına, babasına, ailesine yapar ve bu şekilde sevgi yatırımını büyütür. Daha da büyüdükçe sevgi yatırımını ülkesine, vatanına, insanlığa, evrene, yaratıcıya yapar. Bu şekilde gelişmişlik seviyesi en üste gelir. Sevgi yatırımını dengeli dağıtırsa hayata doğru düzgün bakmış olur. Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir. Kendini hep haklı görür. Öyle oldukları için bir sorun olduğu zaman başkasını suçlar. Kendisinde olmayan özellikleri kendinde var zanneder ve buna gerçekten inanır…” ifadelerini kullandı.
“Dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım”
Psikolojik sermayenin de aynı parasal sermaye gibi yönetilmesi gerektiğini belirten Tarhan; “Parasal sermayeyi nasıl yönetiyorsak psikolojik sermayeyi de öyle yönetilmeliyiz. Mesela sevgiyi duygusal bir sermaye olarak kabul edersek, sevgiye yatırımı yapacaksın. Sosyal sermayenin üç ayağı vardır. Birincisi, insanlarla iletişim tarzımızdır. İkincisi insanlarla, problem çözme tarzımızdır. Üçüncüsü de stresi yönetme tarzımızdır. Bu üç ayak bize sosyal sermayeyi oluşturur. Sosyal sermayemizi iyi yönetirsek o derece sosyal networkümüz olur. Sadece teknik, akademik başarı değil sosyal ve duygusal başarı da olur. Sosyal ve duygusal başarı, başarının üçte ikisidir. Üçte biri teknik başarıdır. Yani burada sosyal sermayeyi zengin tutan kişiler aile bağlarında iletişim sermayelerini tüketmezler. Sağlıklı iletişim kurarlar. A planı olmazsa B planı vardır. Problemleri çözerler. Hatta o problemleri kendini geliştirme fırsatı olarak görürler. Tehdit olarak değil fırsat olarak görürler. Bu öğrenilen bir durum. Anneden-babadan, çevreden ve kişi kendini geliştirirse öğreniliyor bu. Onun için dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım.” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Tarhan: Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Modernizmin bedelini, psikiyatrik vakaların artışıyla ödeyeceğiz.”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türk-Alman Üniversitesi Fikir ve Medeniyet Kulübünün düzenlediği söyleşiye katıldı. “Toplumda Ahlaki Yozlaşma ve Ailenin Korunması” başlığında öğrencilerle buluşan Tarhan, toplumdaki değişimlerin ve bu değişimlerin aile üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Modernizmin haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali haline getirdiğinin altını çizen Tarhan, bunun bedelini psikolojik vakalardaki artışın ödeyeceğini sözlerine ekledi.
Konferans, Türk-Alman Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Konferans salonunda düzenlendi. Programa akademisyen ve öğrencilerin ilgisi yoğun oldu.
“Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı…”
Kuralsızlığın bencilliğin önünü açtığını söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bencilliğin, çıkarcılığın önü açıldı. Biz de ABD’nin neoliberal politikalarını ele aldık. Bu politikalarda tamamen kuralsızlık ve sınırsızlık var. Yasal çöküntünün arkasında da zaten anomi var. Norm yok. Üç türlü norm vardır. Birincisi hukuki normlar, kanunların belirlediği. İkinci normlar, toplumun belirlediği sosyal normlardır. Gelenek, göreneklerimiz gibi. Bu normlar sosyal düzenleme yapar. Üçüncü normlar ise vicdani normlardır. Kötülük yapmamak, yalan söylememek, dürüst olmak gibi. Bunu da vicdan korur. Vicdan sonradan öğreniliyor. Vicdan ancak Allah’a karşı hesap verme duygusu olan insanlarda ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Modernizm, yaşam biçimini değiştirdi”
Modernizmin insan üzerindeki etkilerine değinen Tarhan; “Modernizm haz odaklı yaşam felsefesini ego ideali seçti. Aristoteles’in yaptığı bir mutluluk tanımı vardır. Mutluluğu ikiye ayırıyor. Birincisi hedomanik mutluluk, ikincisi ödemanik mutluluk. Hedomanik mutluluk haz peşinde koşmanın mutluluğu. Bunların nörobilimde karşılığı var. Dopamin mutluluğu diye geçiyor. Bitince yenisini istiyor. İkinci mutluluk da anlam mutluluğu. Kişi bir anlamın peşinde koşuyor. Bir fikri bir ideali var. Bir anlamın peşinden koştuğu zaman beyinde serotonin salgılanıyor. Bir kriz olursa onu kolayca aşabiliyor. Beyindeki serotonin hemen eksilmiyor çünkü uzun vadeli mutluluğu düşünebiliyor. Beyin uzun vadeli mutlulukta serotonini kullanıyor. Kısa vadeli mutlulukta, somut mutlulukta dopamini kullanıyor. Bilimsel olarak da doğrulandı bu. Modernizm yaşam biçimini değiştirdi. Bunun bedelini en çok psikiyatrik vakalardaki artışla ödeyeceğiz. Depresyon, anksiyete, panik bozukluğu gibi…” şeklinde konuştu.
“Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın”
Aileye en çok zarar veren şeyin ego savaşları olduğunu dile getiren Tarhan; “Aileden ne anladığımızı bilmemiz gerekiyor. Gençlere evlenmeden önce şunu söylüyorum, ‘Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarım açın.’ Buna dikkat edilirse problemler daha kolay çözülüyor. Beklenti seviyesi burada çok önemli. Şu anda aileye en çok zarar veren ego savaşlarıdır. Benim param senin paran. Benim annem senin annen. Böyle kişilik savaşları güç savaşları oluyor. Halbuki bizim kültürümüzde karı kocaya refik ve refika denir. Refik erkek yol arkadaşı, refika kadın yol arkadaşı. Yani hayat yolculuğuna çıkmak. Örneğin gemiye binmişsin, seyahat yapacaksın o yolun ortasında ‘Sıkıldım bırakıyorum.’ diyemezsin. Evlilik böyle bir kurum. Şu anda dünya nüfusunu azaltmak için bir aile planlaması yöntemi olarak evliliği azaltmak istiyorlar. Dünya nüfusu çok arttı diyorlar. Evlilik azalmalı diyorlar ve bunda da başarılı oluyorlar.” dedi.
“Kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor”
Transseksüalitenin bir hastalık olduğuna vurgu yapan Tarhan; “Transseksüalite hastalıktır, kişi isterse tedavisi var. Anne baba farkına varırsa 12 yaşından önce tedavisi çok kolay. 12 yaşından sonra ise çok zor. Hele 18’den sonra artık geç kaldınız demek zorundayız. Böyle durumlarda anne babanın uyarı vazifesi var, onaylayıp onaylamama hakkı var. Böyle durumlarda çocuk zaten aileyi seviyorsa içindeki o alkol kullanma isteği gibi o isteği düzeltebiliyor, dönüştürebiliyor kişi. İstemezse zorla yapamazsınız. Bu nedenle kültürel kavramların iyi tanımlanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Stres, vücudun gelişme talebidir”
Stres bağlamında da değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Stres, vücudun gelişme talebidir. Vücudumuzun strese maruz kalması gelişme işaretidir. Stresten korkmayın, stresi yönetememekten korkun. Onun için strese talip olun. Yani stres bisiklet kullanmak gibidir. Hızlı kullanırsanız devrilirsiniz. Durursanız da devrilirsiniz. Dengeli kullanmak önemli.” dedi.
“Elimizdeki en büyük rehber bilim”
Her duyduğu şeye inanan insanın kolay hatalar yapabileceğini söyleyen Tarhan; “İnsanların yüzde 30’u sorgulayıcı ve araştırıcı. Yüzde 70’i kolay inanma eğiliminde, araştırıcı değil. Araştırıcı olmayan insanlar duyduklarına inanıyorlar. Halbuki Anadolu’da güzel bir söz vardır, ‘Duyduğuna inanma, gördüğünün de yarısına inan.’ diye. Bu insanı sorgulamayı teşvik eden bir şey. Yani her duyduğuna inanmak, insana hata yaptırtmak için yeter. Onun için elimizdeki en büyük rehber bilim. Bilimsel literatürü araştır, yeni literatüre bak, eski literatüre bak. Bu bir yaşam biçimidir.” şeklinde konuştu.
“Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor”
Türkiye’de ve dünyada yaşanan hane kırılganlığına dikkat çeken Tarhan; “Şu anda feminizm küresel ideolojilerin hizmetine kullanılıyor. Mesela evlilikle ilgili problemler artıyor, boşanmalar artıyor. Evliliğin ilk 5 yılında boşanma oranı Türkiye’de yüzde 38. Almanya’da, Avrupa’da yüzde 50’leri geçiyor ama bizde yüzde 30 çok ciddi bir oran. Burada hane kırılganlığı artıyor. Bir kişilik haneler çoğalıyor, beş kişilik haneler azalıyor. Buna karşı aile akademilerinin kurulup yaygınlaştırılması lazım. Ticari arabuluculuk kurulu kuruldu, vakalar yüzde 70 azaldı. Bu arabuluculuk sisteminin ailede de kurulması lazım.” ifadelerini kullandı.
“Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı, fatura çocuklara çıkıyor…”
Küresel propagandaya karşı ailenin korunması gerektiğini söyleyen Tarhan; “Avrupa’da bir işletme yüzde 50 zarar edecek bir kurumsa yatırım yapmaz diyor. Aile kurumu da yüzde 50’nin üzerinde boşanıyor diyor. Buna yatırım yapılmaz, o zaman evliliğe lüzum yok diyorlar. Batı dünyası şu anda aileye bu gözle bakıyor. Onun için evlilik dışı yaşantılar var. Evlilik dışı yaşantıda en çok fatura kadınlara çıkıyor. Yani güce sahip olan zayıfı eziyor. Aile kurumunu korumak için önce bunun hastalığını teşhis etmemiz lazım. Yani şu anda aileyi en çok yıkan şey narsist kişilerdir. Biz hem neoliberal hem de kültürel olarak ABD’yi örnek aldığımız için bizde de hızla yayılıyor. Popüler kültür zihinlerimizi işgal ediyor. Evliliğe ne lüzum var diyen insanlar çoğaldı. Yani zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmaz. Sosyal dönüşüm de olduktan sonra siyasal dönüşüm olur. Hiyerarşi böyle. Yani biz bu küresel propagandaya karşı aileyi korumalıyız.” dedi.
“Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir”
Narsist kişilerden ve sevgi yatırımından bahseden Tarhan; “Narsist kişiler ben merkezcidir. Bu narsistik özellik hepimizde vardır. En narsist varlık çocuktur mesela. Dünya kendi etrafında dönüyor zannediyor. Sevgi yatırımını kendine yapar çocuk. İlk duyduğu duygu korkudur, ilk tepkisi ağlamaktır ve annesine sığınır, rahatlar. Ondan sonra büyüdükçe sevgisini kardeşine, oyuncaklarına, babasına, ailesine yapar ve bu şekilde sevgi yatırımını büyütür. Daha da büyüdükçe sevgi yatırımını ülkesine, vatanına, insanlığa, evrene, yaratıcıya yapar. Bu şekilde gelişmişlik seviyesi en üste gelir. Sevgi yatırımını dengeli dağıtırsa hayata doğru düzgün bakmış olur. Narsist insanların hak duygusu kendine yöneliktir. Kendini hep haklı görür. Öyle oldukları için bir sorun olduğu zaman başkasını suçlar. Kendisinde olmayan özellikleri kendinde var zanneder ve buna gerçekten inanır…” ifadelerini kullandı.
“Dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım”
Psikolojik sermayenin de aynı parasal sermaye gibi yönetilmesi gerektiğini belirten Tarhan; “Parasal sermayeyi nasıl yönetiyorsak psikolojik sermayeyi de öyle yönetilmeliyiz. Mesela sevgiyi duygusal bir sermaye olarak kabul edersek, sevgiye yatırımı yapacaksın. Sosyal sermayenin üç ayağı vardır. Birincisi, insanlarla iletişim tarzımızdır. İkincisi insanlarla, problem çözme tarzımızdır. Üçüncüsü de stresi yönetme tarzımızdır. Bu üç ayak bize sosyal sermayeyi oluşturur. Sosyal sermayemizi iyi yönetirsek o derece sosyal networkümüz olur. Sadece teknik, akademik başarı değil sosyal ve duygusal başarı da olur. Sosyal ve duygusal başarı, başarının üçte ikisidir. Üçte biri teknik başarıdır. Yani burada sosyal sermayeyi zengin tutan kişiler aile bağlarında iletişim sermayelerini tüketmezler. Sağlıklı iletişim kurarlar. A planı olmazsa B planı vardır. Problemleri çözerler. Hatta o problemleri kendini geliştirme fırsatı olarak görürler. Tehdit olarak değil fırsat olarak görürler. Bu öğrenilen bir durum. Anneden-babadan, çevreden ve kişi kendini geliştirirse öğreniliyor bu. Onun için dünyayı değiştirmeye kendimizden başlayalım.” şeklinde konuştu.
Haftanın popüler haberleri
Fed faiz oranını sabit tuttu
ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini beklentiler doğrultusunda değiştirmeyerek yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttu.
MGK'dan terörle tavizsiz mücadele kararlılığı
30 Temmuz 2025 tarihli Milli Güvenlik Bildirisi yayımlandı. Bildiride terörle tavizsiz kararlılığı en önemli madde olarak öne çıktı.
Prof. Dr. Hasret Dikici Bilgin, IPSA başkanlığına seçildi
Prof. Dr. Hasret Dikici Bilgin, Uluslararası Siyaset Bilimi Derneği (International Political Science Association-IPSA) başkanlığına seçildi.
29 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurlar
TCMB tarafından yayımlanan 29 Temmuz 2025 tarihli Döviz Kurları ve Çapraz Kurlar
Shailesh Jejurikar, Protecter Gamble’ın yeni CEO’su oldu
ABD merkezli çok uluslu şirket Protecter & Gamble’ın (P&G) yeni CEO’su bir süredir şirketin operasyon şefliğini yürüten Shailesh Jejurikar oldu.
Pınar Canlı, BDR Thermea Group’ta 12 ülke sorumlusu oldu
BDR Thermea Group’ta küresel atama: Pınar Canlı 12 ülkenin yönetiminden sorumlu olacak.
Kuveyt Türk, esnafa yönelik cansuyu desteği sağlıyor
TESK ile Kuveyt Türk yaklaşık 2 buçuk milyon esnaf ve sanatkârın finansal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik destek için protokol imzaladı.
TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı
TÜİK açıkladı! Türkiye'de işsizlik oranı, haziranda bir önceki aya göre 0,2 puan artışla yüzde 8,6 olarak tespit edildi.
İletişim Başkanlığında görevden almalar, yeni görevlendirmeler
Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararnameye göre, İletişim Başkan Yardımcısı Çağatay Özdemir görevden alındı.
Eski tip sürücü belgelerinin geçerliliği 31 Temmuz'da son buluyor
Eski tip sürücü belgelerinin yenilenmesi için verilen süre yarın sona eriyor. Nüfus Müdürlüklerinde yoğunluk oluşuyor.
Rusya'da 8,8 büyüklüğünde deprem oldu
Rusya'nın doğusunda 8,8 büyüklüğünde deprem oldu.
29 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Altın Fiyatları
29 Temmuz 2025 tarihinde saat 15.00'de yayımlanan TCMB Döviz Kurları ve Altın Fiyatları
28 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
TCMB 28 Temmuz 2025 tarihli Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
25 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
TCMB 25 Temmuz 2025 tarihli Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
18 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
18 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurlar.
17 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
TCMB, 17 Temmuz 2025 tarihli döviz kurlarını ve çapraz kurları yayımladı.
16 Temmuz 2025 tarihli TCMB Döviz Kurları ve Çapraz Kurları
TCMB 16 Temmuz 2025 tarihli döviz kurlarını ve çapraz kurları yayımladı.
Tüpraş, Moody's şirketinin kredi derecesini duyurdu
Moody's, Tüpraş'ın kredi derecelendirmesini değerlendirdi.
Open AI, Ağustos'ta GPT-5'i piyasaya sürmeye hazırlanıyor
OpenAI, GPT-5 modelini Ağustos ayı başlarında piyasaya sürmeyi planlıyor.
Unilever, İlke Gıda ve Başak Pazarlama'ya RK soruşturması
Rekabet Kurulu, Unilever, İlke Gıda, Mehmet Şahin ve ortakları ile Başak Pazarlama Tem. ve Gıda Ürünleri Tic. Ltd. Şti. hakkında soruşturma açtı.
Türkiye ile Kazakistan arasında 20 anlaşma imzalandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev huzurunda, iki ülke arasında 20 anlaşma imzalandı.
Türk Traktör, üretime 12 gün ara verecek
Türk Traktör'ün Ankara ve Erenler fabrikalarında planlı bakım çalışmaları nedeniyle üretim duracak; çalışanlar bu sürede yıllık izinlerini kullanacak.
BTSO, soğuk zincirle gıda ihracatını gündemine aldı
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde Ticaret Bakanlığı destekleriyle Dondurulmuş Gıda sektörü için yeni UR-GE Projesi’nin startını verdi.
Palandöken “Ticari araçlara vergi muafiyeti getirilmeli”
TESK Başkanı Palandöken araçlardaki yeni vergi düzenlemelerinde ticari araçların muaf tutulması hatta mevcut vergilerin bir defaya mahsus sıfırlanmasını önerdi.
Bu yaz Troya Müzesi’ni ziyaret edenlerin sayısı artıyor
Dijital Müzecilik ülkemizdeki önemli giderek artıyor. Bunlardan biri de bu yaz ziyaretçi sayısı artan Troya Müzesi.
Fortinet, kuantum tehditlerine karşı yeni sistem geliştiriyor
Fortinet, yeni kuantum tehditlerine karşı Kuantum-Güvenli koruma geliştiriyor.
THY'nin Halep uçuşları 1 Ağustos'ta tekrar başlıyor
Türk Hava Yolları (THY) Suriye'nin Halep kentine seferlerin 1 Ağustos'ta yeniden başlayacağını duyurdu.
İlk 6 ayda 225,5 milyar liralık matrah farkı ortaya çıktı
Vergi müfettişleri yılın ilk yarısında 225,5 milyar lirayla tarihi düzeyde matrah farkını ortaya çıkardı.
Türkiye'nin petrol ithalatı Mayıs'ta düşüş gösterdi
Türkiye'nin petrol ithalatı Mayıs'ta yüzde 10,4 düştü.
Küresel sıcaklık artışı en yüksek seviyelere ulaştı
Avrupa Birliği'nin (AB) uydu izleme sistemi Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin verilerine göre, küresel ortalama yüzey sıcaklığında 1967'den beri artış eğilimi görülüyor.
Yangınlarla mücadele sürüyor
24 saatte çıkan 55 yangının tamamı kontrol altına alındı, Bursa Harmancık yangınına müdahale sürüyor.
Mücevher üretiminin kalbi 1-4 Ekim'de IJS Tech'te atacak
IJS Istanbul Jewelry Show Kurucu Ortağı Şermin Cengiz, mücevher üretiminin bugünü ve geleceğini keşfetmek isteyenleri IJS fuarına beklediklerini söyledi.
Kale yangın kapıları satışa çıktı
Kale Yangın Kapıları, yangın sırasında hem bina içindeki kişilerin güvenli bir şekilde tahliyesini sağlamak hem de alevlerin ve dumanın yayılmasını engellemek amacıyla tasarlanıyor.
Netaş, IDEF 2025'te verimli anlaşmalara imza attı
Netaş, IDEF 2025’te DT Cloud, Aspilsan ve ULAK ile iş birliği protokollerine imza attı.
Türkiye’nin En İyi İnsan ve Kültür Liderleri 2025 başvuruları başladı
Great Place To Work Türkiye’nin “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri 2025” Araştırması ve Listesi için başvurular başladı.
THY ile DIB'tan Airbus A350 uçakları için finansman anlaşması
Türk Hava Yolları (THY), "Airbus A350" tipi uçakların alımı için Dubai Islamic Bank (DIB) ile ilk kez finansman anlaşması imzaladı.
Orhaneli-Harmancık yangınını çıkaran hain fetöcü çıktı
Bursa'daki Orhaneli-Harmancık orman yangınıyla ilgili tutuklanan şüpheli suçunu itiraf etti.
YKS tercihleri 1 Ağustos'ta başlıyor
ÖSYM Başkanlığı, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2025-YKS) tercihlerinin 1-13 Ağustos'ta yapılacağını bildirdi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Ankara’da
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'i resmî törenle karşıladı.
Bu yıl çıkan yangınların yüzde 96'sı insan kaynaklıydı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.