Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanmanın avantajlarına dikkat çekti.
Haber Giriş Tarihi: 02.10.2024 11:54
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2024 11:58
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.dijitalhaber.com.tr
Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine ayrıntılı bilgi sağlıyor. Bu sayede, hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet yönetiminde daha kapsamlı bir glukoz kontrolü sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner, son araştırmaların da sensör kullanımının her iki diyabet türünde de komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve böylelikle hastaların günlük yaşamlarını daha kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.
Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez hale geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunmanın yanı sıra ani değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak sağlayan sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme açısından diyabet tedavisinde devrim niteliği taşıyor. Bu teknolojinin hastalar ve doktorlar için büyük kolaylık sağladığına dikkat çeken Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu sözlerle anlattı: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan cilt altı sıvısındaki glukozu çok sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji, gün içerisinde parmak delmeden hastanın istediği andaki glukoz düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Hastalarımız yemek öncesi ve yemek sonrası, gece ya da günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor. Bu şekilde kullanıcılar hem karbonhidrat sayımı öncesi temel avantajları elde ediyor hem de şekerin aşırı düşmeye ya da yükselmeye başladığı anları sensörden gelen uyarılarla fark edip önlem alabiliyor. Ayrıca günlük şeker grafiklerini inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını tespit etmek mümkün oluyor. Sensörler sayesinde beslenmeye bağlı glukoz değişiklikleri anında fark edilerek gerekli ayarlamalar hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu durum, hem tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine hem de hastaların daha stabil bir glukoz kontrolü sağlamasına katkı sağlıyor. Dolayısıyla hem hasta hem de hekim insülin doz ayarlarını kolaylıkla yapabiliyor veya beslenmenin yarattığı değişiklikleri görüp diyet uyumunu artırabiliyor. Pompa kullanan Tip 1 diyabetli hastalarda pompalara entegre sensörler sayesinde akıllı güncel pompalar şekerin düşme ya da yükselme hızına göre insülin gönderme hızını ayarlayabiliyor. Bu sistemler bir çeşit yarı otomatik yapay pankreas olarak görev yapabiliyor. Yine pompalar sensörden aldıkları bilgiyle ani şeker düşüklüğü olan hipoglisemiye girmeden insülin göndermeyi yavaşlatıp durdurabiliyor. Bu da hastalarımızın adına en korktuğumuz sorun olan hipoglisemiyi yaşamalarını önlüyor.”
Tip 2 diyabetli hastalar sürekli parmak delme derdinden kurtuluyor
Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam kalitesini büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından biri hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı duymadan gün içerisindeki glukoz seviyelerini takip edebilmeleri. Glukozdaki ani düşüş ve yükselmeleri, sensörlerin akıllı telefonlarına gönderdiği uyarılarla anında fark eden hastalar, hızla önlem alarak olası komplikasyonların önüne geçebiliyor. Bu anlık geri bildirimler diyabet yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca Tip 2 diyabetik hastaların önemli bir bölümünde maalesef diyete uyum sorunu görüyoruz. Sensörler sayesinde bu hastalar, hangi gıdaların glukozda ani ve aşırı yükselmeye neden olduğunu görebiliyor ve buna göre beslenmelerini yeniden düzenleyebiliyor. Hekim olarak bizler hem hastanın telefonundan hem de istersek kendi bilgisayar ekranımızdan hastamızın günlük glukoz değerlerini, grafiklerini ve ani şeker oynamalarını takip ederek tedavi düzenlememizi çok daha rahat ve doğru biçimde yapabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Sensörler sayesinde hasta-hekim iş birliği artıyor
Sensörlerin hekimlere sunduğu avantajlara da değinen Prof. Dr.Okan Bakıner; “Sensörlerin bize sunduğu en büyük avantaj hastalarımızın günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker çizelgelerini detaylı bir şekilde görebilmemiz. Bu sayede anlık ve günlük dalgalanmaları çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, sensör cihazları gün içerisindeki ani şeker düşüş zamanlarını tam saatleriyle bildiriyor. Bu bilgi, tedavi protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde düzenlemeler yapmamıza olanak sağlıyor. Sensörlerden aldığımız diğer önemli bir bilgi de hastanın hedefte geçirdiği zaman. Genel olarak şeker düzeylerinin 70-180 mg/dl arasında seyrettiği süreyi bize veren ‘Hedefte Geçen Zaman’ aralığının, günün 24 saatinin en az yüzde 70’ini kapsaması gerekir. Bu cihazlar sayesinde hastalarımızın hedefte geçen zaman miktarını, hedefin üstü ya da altı geçen zaman miktarlarını, günlük dalgalanmaları, ortalama günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker düzeylerini görebiliyoruz. Tahmini HbA1C (üç aylık şeker ortalaması) düzeyini öngörebiliyoruz. Bu hem hekimler olarak bizlerin tedavilerini yeniden gözden geçirme olanağı sunuyor hem de hastalarımızla olan iş birliğimizi artırıyor” dedi.
Sensör teknolojisini kullanan bireyler daha iyi bir HbA1C düzeyine sahip
Sensör sayesinde diyabetli bireylerin parmak ucu delmeden günün 24 saatinde glukoz düzeyleri hakkında bilgi alabilecek rahatlığa erişebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknoloji ile hastalarımız, hipoglisemi ve hiperglisemi uyarı sistemi ile kan şekerinde ani düşüş ve yükselmelere karşı önlem alabilecek duruma geldiler. Özellikle de ‘gece kan şekerim düşerse ne olur’ korkusunu yendiler. Yaşlı ve çocuk hastalarda çok daha kritik önem taşıyan bu durumun kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi hasta yakınlarına da büyük kolaylık sağlıyor. Yapılan çalışmalar sensör teknolojisini kullanan hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu ve daha az gün içi glukoz değişkenliği yaşadığını gösteriyor. Diyet ve egzersiz gibi zorunlu yaşam tarzı değişikliklerine hasta uyumunun arttığını da çalışmalardan görüyoruz. Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi kullanan hastalarda küçük ve büyük damar hastalıkları ile ilgili diyabet komplikasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz. Üstelik sensör teknolojisi, artık sadece Tip 1 diyabetli bireyler için değil, insülin kullanan Tip 2 diyabetik hastalar ve hatta gebelerde bile önerilen bir yöntem haline geldi. Sensörlerin maliyeti de günümüzde daha erişilebilir durumda. Bu noktada özellikle tedaviye uyum sorunu yaşayan hastalar için sensör teknolojisi devrim niteliğinde” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Okan Bakıner'den sensör teknolojisi ile etkin diyabet yönetimi
Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanmanın avantajlarına dikkat çekti.
Diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavi süreçlerini daha etkin hale getirmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle sensör teknolojisi, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek diyabetli bireylere ve sağlık profesyonellerine ayrıntılı bilgi sağlıyor. Bu sayede, hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet yönetiminde daha kapsamlı bir glukoz kontrolü sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner, son araştırmaların da sensör kullanımının her iki diyabet türünde de komplikasyon risklerini minimize ettiğini ve böylelikle hastaların günlük yaşamlarını daha kolay yönettiklerini ortaya koyduğunu belirtti.
Sensör teknolojisi, etkin diyabet yönetimi adına hem hastalar hem de hekimler için vazgeçilmez hale geldi. Sürekli glukoz takibi imkânı sunmanın yanı sıra ani değişimlere hızla müdahale edilmesine olanak sağlayan sensörler, uzun vadede sağlık sonuçlarını iyileştirme açısından diyabet tedavisinde devrim niteliği taşıyor. Bu teknolojinin hastalar ve doktorlar için büyük kolaylık sağladığına dikkat çeken Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okan Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetli bireylerde sensör kullanımının önemini şu sözlerle anlattı: “Sensörler, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan cilt altı sıvısındaki glukozu çok sık aralıklarla ölçüyor. Bu teknoloji, gün içerisinde parmak delmeden hastanın istediği andaki glukoz düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Hastalarımız yemek öncesi ve yemek sonrası, gece ya da günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor. Bu şekilde kullanıcılar hem karbonhidrat sayımı öncesi temel avantajları elde ediyor hem de şekerin aşırı düşmeye ya da yükselmeye başladığı anları sensörden gelen uyarılarla fark edip önlem alabiliyor. Ayrıca günlük şeker grafiklerini inceleyerek, glukoz seviyelerindeki sorunların bazal insülin dozlarından mı yoksa bolus insülin uygulamalarının yetersizliğinden mi kaynaklandığını tespit etmek mümkün oluyor. Sensörler sayesinde beslenmeye bağlı glukoz değişiklikleri anında fark edilerek gerekli ayarlamalar hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Bu durum, hem tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine hem de hastaların daha stabil bir glukoz kontrolü sağlamasına katkı sağlıyor. Dolayısıyla hem hasta hem de hekim insülin doz ayarlarını kolaylıkla yapabiliyor veya beslenmenin yarattığı değişiklikleri görüp diyet uyumunu artırabiliyor. Pompa kullanan Tip 1 diyabetli hastalarda pompalara entegre sensörler sayesinde akıllı güncel pompalar şekerin düşme ya da yükselme hızına göre insülin gönderme hızını ayarlayabiliyor. Bu sistemler bir çeşit yarı otomatik yapay pankreas olarak görev yapabiliyor. Yine pompalar sensörden aldıkları bilgiyle ani şeker düşüklüğü olan hipoglisemiye girmeden insülin göndermeyi yavaşlatıp durdurabiliyor. Bu da hastalarımızın adına en korktuğumuz sorun olan hipoglisemiyi yaşamalarını önlüyor.”
Tip 2 diyabetli hastalar sürekli parmak delme derdinden kurtuluyor
Sensör teknolojisinin Tip 2 diyabetli bireylerin yaşam kalitesini büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknolojinin en büyük avantajlarından biri hastaların sürekli parmak delme ihtiyacı duymadan gün içerisindeki glukoz seviyelerini takip edebilmeleri. Glukozdaki ani düşüş ve yükselmeleri, sensörlerin akıllı telefonlarına gönderdiği uyarılarla anında fark eden hastalar, hızla önlem alarak olası komplikasyonların önüne geçebiliyor. Bu anlık geri bildirimler diyabet yönetiminde büyük bir kolaylık sağlarken hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca Tip 2 diyabetik hastaların önemli bir bölümünde maalesef diyete uyum sorunu görüyoruz. Sensörler sayesinde bu hastalar, hangi gıdaların glukozda ani ve aşırı yükselmeye neden olduğunu görebiliyor ve buna göre beslenmelerini yeniden düzenleyebiliyor. Hekim olarak bizler hem hastanın telefonundan hem de istersek kendi bilgisayar ekranımızdan hastamızın günlük glukoz değerlerini, grafiklerini ve ani şeker oynamalarını takip ederek tedavi düzenlememizi çok daha rahat ve doğru biçimde yapabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Sensörler sayesinde hasta-hekim iş birliği artıyor
Sensörlerin hekimlere sunduğu avantajlara da değinen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Sensörlerin bize sunduğu en büyük avantaj hastalarımızın günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker çizelgelerini detaylı bir şekilde görebilmemiz. Bu sayede anlık ve günlük dalgalanmaları çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, sensör cihazları gün içerisindeki ani şeker düşüş zamanlarını tam saatleriyle bildiriyor. Bu bilgi, tedavi protokollerimizi gözden geçirmemize ve gerektiğinde düzenlemeler yapmamıza olanak sağlıyor. Sensörlerden aldığımız diğer önemli bir bilgi de hastanın hedefte geçirdiği zaman. Genel olarak şeker düzeylerinin 70-180 mg/dl arasında seyrettiği süreyi bize veren ‘Hedefte Geçen Zaman’ aralığının, günün 24 saatinin en az yüzde 70’ini kapsaması gerekir. Bu cihazlar sayesinde hastalarımızın hedefte geçen zaman miktarını, hedefin üstü ya da altı geçen zaman miktarlarını, günlük dalgalanmaları, ortalama günlük, haftalık, 14 günlük ve aylık şeker düzeylerini görebiliyoruz. Tahmini HbA1C (üç aylık şeker ortalaması) düzeyini öngörebiliyoruz. Bu hem hekimler olarak bizlerin tedavilerini yeniden gözden geçirme olanağı sunuyor hem de hastalarımızla olan iş birliğimizi artırıyor” dedi.
Sensör teknolojisini kullanan bireyler daha iyi bir HbA1C düzeyine sahip
Sensör sayesinde diyabetli bireylerin parmak ucu delmeden günün 24 saatinde glukoz düzeyleri hakkında bilgi alabilecek rahatlığa erişebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Okan Bakıner; “Bu teknoloji ile hastalarımız, hipoglisemi ve hiperglisemi uyarı sistemi ile kan şekerinde ani düşüş ve yükselmelere karşı önlem alabilecek duruma geldiler. Özellikle de ‘gece kan şekerim düşerse ne olur’ korkusunu yendiler. Yaşlı ve çocuk hastalarda çok daha kritik önem taşıyan bu durumun kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi hasta yakınlarına da büyük kolaylık sağlıyor. Yapılan çalışmalar sensör teknolojisini kullanan hastaların daha iyi HbA1C düzeylerine sahip olduğunu ve daha az gün içi glukoz değişkenliği yaşadığını gösteriyor. Diyet ve egzersiz gibi zorunlu yaşam tarzı değişikliklerine hasta uyumunun arttığını da çalışmalardan görüyoruz. Erken dönemden itibaren sensör teknolojisi kullanan hastalarda küçük ve büyük damar hastalıkları ile ilgili diyabet komplikasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz. Üstelik sensör teknolojisi, artık sadece Tip 1 diyabetli bireyler için değil, insülin kullanan Tip 2 diyabetik hastalar ve hatta gebelerde bile önerilen bir yöntem haline geldi. Sensörlerin maliyeti de günümüzde daha erişilebilir durumda. Bu noktada özellikle tedaviye uyum sorunu yaşayan hastalar için sensör teknolojisi devrim niteliğinde” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haftanın popüler haberleri
Nihat Bayız ve Utku Barış Pazar, “En Etkin 50 Teknoloji Lideri” listesinde
Arçelik'ten Nihat Bayız ve Utku Barış Pazar, DataExpert iş birliğinde BMI tarafından hazırlanan “En Etkin 50 Teknoloji Lideri” listesinde yer aldı.
Konya Atık İhtisas OSB çalışmaları hızlandı
Konya’nın Çeltik ilçesinde kurulması planlanan Atık İhtisas OSB’ye ilişkin değerlendirme ziyaretinde çalışmaların hızlandırılması için mutabakata varıldı.
Luis Monreal'e Lufthansa Group'ta global görev
Luis Monreal, Lufthansa Group Airlines Orta Doğu Satış Direktörü olarak atandı.
Castrol TUCA’nın Pazarlama Direktörü Cansu Taç Ekmekçiler oldu
Cansu Taç Ekmekçiler, Castrol TUCA’nın yeni Pazarlama Direktörü olarak göreve başladı.
Difaş Fırçalarının sahibi Muammer Yüceler vefat etti
Yücel İş Plastik Sanayi, Difaş Diş Fırça Sanayi ve Sataş A.Ş. gibi önemli şirketlerin kurucusu olan Yüceler'in vefat ettiği duyuruldu.
Mehmet Şimşek: KKM’den çıkış kesintisiz sürüyor
Bakan Mehmet Şimşek, Makro finansal istikrarı güçlendiren politikalar sayesinde KKM’den çıkışın kesintisiz sürdüğünü duyurdu.
Stars of Region yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu
Uluslararası Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde Stars of Region yarışmasının ödülleri de sahiplerini buldu. Yarışmanın birincisi Carbon Gate Co-Founder oldu.
Kadın girişimciler İyi İşler Festivali’nde buluştu
İyi İşler programından bu yıl 27 kadın mezun oldu.
Boyner Holding kurucularından Osman Boyner vefat etti
Türk Tekstil ve moda dünyasının duayen ismi Osman Boyner, 99 yaşında yaşamını yitirdi.
IEA Başkanı Birol'dan kritik minerallerde tekelleşme uyarısı
IEA Başkanı Fatih Birol, temiz enerji geçişi için kritik minerallerin tedarikinde çeşitliliğin sağlanması gerektiğini belirterek tekelleşmenin önlenmesi gerektiğini vurguladı.
Mahmurcan Aslı Akdaş Dinamik Isı'daki görevinden istifa etti
Dinamik Isı şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Mahmurcan Aslı Akdaş'ın istifasıyla boşalan göreve Alp Akif Akdaş'ın atandığını duyurdu.
Pınar Su ve İçecek'e Rekabet Kurulundan 5 milyon liraya yakın ceza
Pınar Su ve İçecek Sanayi, Rekabet Kurulunun 4.877.401,33-TL idari para cezası verdiğini duyurdu.
Recep Süleyman Özdil, Halkbank YK Başkanlığına devam ediyor
Halkbank yaptığı olağan genel kurul toplantısı sonrası yönetim kurulu görev dağılımını duyurdu.
Kamilhan Süleyman Yazıcı, Coca Cola Yönetim Kurulu Başkanı seçildi
Coca Cola İçecek A.Ş. gerçekleştirdiği Olağan Genel Kurul Toplantısı sonrası Yönetim Kurulu görev dağılımını duyurdu
Taha Aksoy, Çimbeton YK Başkanlığına seçildi
Çimbeton, Yönetim Kurulu Başkanlığına Taha Aksoy'un seçildiğini duyurdu.
Mart ayındaki rekor sıcaklıklar, iklim hedeflerine tehdit
Rekor Mart Sıcaklıkları, Küresel İklim Hedeflerini Zorluyor.
Protel'in İnsan ve Kültür Direktörü Selin Güzel oldu
Protel'in İnsan ve Kültür Direktörlüğüne insan kaynakları alanında 15 yılı aşkın deneyime sahip olan Selin Güzel atandı.
Çin, hizmet sektörünü genişletmek için plan yayımladı
Çin, ülkenin hizmet sektörünü daha da genişletmek için bir plan yayımladı ve uygulama mağazası hizmetleri için yabancı sermaye oranı kısıtlamalarını kaldırmayı önerdi.
Tarkim Yönetim Kurulu Başkanlığına Veysel Tolga Atik seçildi
Tarkim, Yönetim Kurulu görev dağılımı yaptığını duyurdu.
UEFA Başkanı Ceferin: İstanbul'da harika turnuvalar bekliyoruz
Ceferin, 2026 UEFA Avrupa Ligi ve 2027 UEFA Konferans Ligi finallerinin yaklaştığını ve 2032'deki Avrupa Şampiyonası'nın da "ufukta" gözüktüğünü kaydetti.
UEFA İstanbul Ofisi törenle açıldı
UEFA İstanbul Ofisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra UEFA Başkanı Aleksander Ceferin ve çok sayıda yerli ve yabancı misafirin katılımıyla açıldı.
Panasonic Tawers G4 ile otomotiv üretiminde dijitalleşme
Panasonic TAWERS G4 Kaynak Robotu Sistemi, otomotiv üreticisinin dijitalleşmesini destekliyor.
Petrol Ofisi “Düşük Karbon Kahramanı” ödülünü kazandı
Petrol Ofisi Grubu Maxima Hybrid motor yağı serisiyle “Düşük Karbon Kahramanı” ödülüne layık görüldü.
Çukurova Isı’nın geleneksel bayi toplantısı İstanbul’da yapıldı
Çukurova Isı, 15-17 Nisan tarihleri arasında Lazzoni Hotel İstanbul’da düzenlediği geleneksel bayi toplantısında 100’ü aşkın bayi temsilcisi ile buluştu.
Netaş, ideaNex İnovasyon Platformu ile çalışan fikirlerini destekliyor
Netaş, çalışanların yenilikçi fikirlerini geliştirebileceği ideaNex platformunu kullanıma sunarak, kurum içi inovasyon kültürünü güçlendirmeyi amaçlıyor.
TD Synnex’ten çalışan refahına yeni teknoloji destekli yatırım
TD SYNNEX, çalışanlarının psikolojik, mali, hukuki ve vergisel konularda 7/24 destek alabileceği LEAP hizmetini yeni mobil uygulama ile kullanıma sundu.
Anadolu Isuzu’dan Şanlıurfa’ya 25 Citiport teslimatı
Anadolu Isuzu, modern tasarıma ve erişilebilirliğe sahip 25 adet Citiport otobüsü Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ne teslim ederek toplu taşımaya katkı sağladı.
Masraf yönetimi Bizigo ile dijitalleşiyor
Bizigo, harcama ve gider süreçlerini tamamen dijitalleştiren Masraf Yönetimi Uygulamasıyla bir yeniliğe daha imza atıyor.
Able4All ile kapsayıcılıkta yeni dönem başladı
Esra Odabaşı liderliğinde kurulan Able4All, kurumların kapsayıcılık kültürünü ölçümleyip geliştirmeye odaklanan dönüşüm odaklı bir sosyal girişim olarak tanıtıldı.
Türkiye'nin en iyi şirketleri açıklandı
Great Place To Work® Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ 2025 listesini yayınladı.
Güven kültürü olan şirketler daha dayanıklı
Great Place to Work®’ün 2025 raporuna göre güven temelli kurumlar hem krizleri daha iyi yönetiyor hem de finansal olarak daha başarılı oluyor.
Avrupa’nın en büyük kariyer fuarı Marmarakaf başlıyor
Kocaeli’de düzenlenecek MARMARAKAF, genç yeteneklerle Türkiye’nin önde gelen firmalarını bir araya getirerek istihdam ve staj fırsatları sunacak.
İçişleri, Çevre Şehircilik ve Sağlık Bakanlarından deprem raporu
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: İstanbul'da 101 binin üzerinde vatandaşımızın barınma talepleri karşılandı
AB-ABD ticaret gerginliği otomotiv yatırımlarını tehdit ediyor
AB-ABD arasında artan ticaret gerginliği, Avrupalı üreticilerin ABD’deki yatırımlarını ve 500 bin kişilik istihdamı riske atıyor. Sektör çözüm bekliyor.
AB'de yeni otomobil satışları Mart'ta geriledi
Avrupa Birliği (AB) pazarında yeni otomobil satışı, martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,2 düşüşle 1 milyon 29 bin 519 adede indi.
Tüketiciler, markalardan gerçek değer ve güven bekliyor
EY’nin Geleceğin Tüketicisi Endeksi, tüketicilerin yüzde 88’inin marka mesajlarını yetersiz bulduğunu, fiyat duyarlılığının ise rekor düzeye ulaştığını gösteriyor.
Palandöken: Faizler yükseldikçe enflasyon düşmez, yatırımda yapılmaz
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, MB'nın faizleri 350 baz puan artırmasının ardından bankaların mevduat faizlerini artırması ile enflasyonun daha çok artacağına dikkat çekti.
TOBB gündemi: Finansman, zirai don ve maliyetler
İş dünyasının sıkıntıları ve talepleri TOBB’da masaya yatırıldı.
TAMPF Başkanlığına Ahmet Şükrü Yanıkoğlu seçildi
Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonunun (TAMPF) yönetim kurulu başkanlığına Ahmet Şükrü Yanıkoğlu oy birliği ile seçildi.
THY'den TEKNOFEST KKTC'ye özel yüzde 20 indirim
THY 1-4 Mayıs'ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) düzenlenecek TEKNOFEST'e özel yüzde 20 indirimli biletleri satışa sundu.