Prof. Dr. Tarhan: Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez
Prof. Dr. Tarhan: Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı.
Haber Giriş Tarihi: 28.08.2024 20:06
Haber Güncellenme Tarihi: 28.08.2024 20:13
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.dijitalhaber.com.tr
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı. Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Amacı olan, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir.” dedi.
“Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur”
Klip sendromu vakasından örnek veren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Gecikmiş konuşma şikayetiyle bir çocuk geldi. Gecikmiş konuşma demek otizm demektir. Biz de çocukta otizm var zannettik. Araştırdık ki çocuğun ince motor, kaba motor gelişimi gayet iyi. Matematiksel zekâsı iyi. Konuşmasında gecikme var. Niye böyle diye araştırdığımızda çocuğun bütün gün televizyon izlediğini gördük. O zaman cep telefonları yoktu televizyon vardı. Televizyonu açmış çocuk. Bütün gün müzik kanallarını seyrediyor. Videolar izliyor, şarkı kanallarını seyrediyor, onları dinliyor. Hiç konuşmak, sözcük üretmek zorunda kalmadığı için sadece izliyor. Anne de ucuz bakıcı çocuğun eline kumandayı vermiş. Çocuk onunla yiyor içiyor, vakit geçiyor. Konuşmak zorunda kalmadığı için beynin sözcük üreten alanı körelmiş. Çocuk o anda oyalıyor. Hipnotize oluyor, büyülenmiş oluyor, kendini kaptırıyor. Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Bir tohum olarak ekiliyor ileri yaşta büyüyor…
Hayat senaryolarının küçük yaşlarda öğrenildiğini bu senaryoların büyük yaşlarda yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran maruziyetinin dozu kaçtığı zaman, çocuk başka bir şey öğrenemiyor. Çocuğun öğrenebilmesi için beş duyunun da çalışması lazım. Beş duyunun yanında deneyimleyerek öğrenmesi lazım. Söküp takarak, oynayarak, yaşayarak öğrenmesi lazım. Küçük yaşta hayat senaryoları öğreniliyor. Kişiler bu öğrenilen hayat senaryolarını büyük yaşlarda yaşıyorlar. Sadece anlatılar, hikayeler değil yaşantılar da çocukta kalıcı oluyor. Onun için büyüklerle yaşadıkları, arkadaşlarıyla yaşadıkları, oynarken, söküp takarken yaşadıkları onların gelişen zihinlerinde yer ediyor. Orada bir tohum olarak ekiliyor ve ileri yaşta büyüyor. Bu nedenle çocukların anne babayla birlikte geçirdiği zaman çok önemli. Anne babanın nasihat vermesi değil de onunla beraber yaşadığı olaylar, birlikte yaşadıkları hikayeler çok önemli…” şeklinde konuştu.
“Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor”
Soyut düşünme becerisinin beynin ön bölgesinin bir fonksiyonu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan; “Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor. Çocuğun okul dönemi yaşına kadar ebeveyn gözetimi altında olması lazım. Çocukta 6-7 yaşında gerçeklik, soyut düşünce, kavramsal düşünce ortaya çıkıyor. Gerçeklik algısı oluşuyor. Ondan önce hayal ile gerçeği karıştırıyor. Mesela tek başına bir video seyrediyor, videoda canavarlar üzerine geliyor gibi olur. Çocuk onu gerçek zanneder. Oradan kırmızı renk yansısa, elim kanıyor zanneder. Çünkü o dönemde hayal ile gerçeği ayırt edemiyor. 6-7 yaşında gerçeklik testini beyin öğreniyor. O zamana kadar somut düşünce var. Çocuk çok zekiyse soyut düşünme 6-7 yaşından önce de başlıyor. Soyut düşünme becerisi, beynin ön bölgesinin fonksiyonu. Duygusal zekâ, sosyal zekâ ve matematiksel zekanın birlikte çalışmasıyla oluyor. Bazı çocuklar daha çabuk öğreniyor, bazı çocuklar yavaş öğreniyor. Bu sosyal ve duygusal zekâ ile çok bağlantılı.” dedi.
“Dijital bizim için bir amaç değil araçtır”
Türkiye’nin ekran maruziyetinin rekor seviyede olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Dünyada ekran maruziyetinde rekor kıran ülke bizim ülkemiz. Dünyada bir günde ortalama 3 saat. Türkiye’de 7 saati buluyor. Çocukları bırak, yetişkinler de bile bu oran. Çok fazla ekran maruziyeti. Şu anda çocuklara küçük yaştan itibaren sürekli eline ekran verip büyütürseniz o çocuklar otistik gibi oluyor. Oturup birisiyle sohbet edemiyor, karşı cinsle ilişki kuramıyor. Yani dijital bizim için bir amaç değil araçtır. Teknoloji bizatihi tarafsızdır. Biz onu kendi amacımıza yönelik kullanırsak bize hizmet eder ama o bizi yönetirse o zaman sen kullanılırsın. Popüler kültür, dijital emperyalizm var şu anda. Ona doğru gidiyor…” ifadelerini kullandı.
“Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor”
Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Kişinin günlük hayatını, günlük yaşam üretimini kontrol etmeyi bozduysa o bağımlıdır. Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Çünkü ekran çok ödül veren bir ortam, devamlı değişken haz müthiş her türlü haza ulaşabiliyor. Çok elverişli, 24 saat ulaşabiliyor, çok kullanışlı pratik bir ortam. Bundan 20 sene önce televizyonlar ilk çıktığı zaman yatak odasına koymayın diye tavsiye ediliyordu radyasyondan dolayı. Şu anda yatağın içinde cep telefonları var. Kitap okuyor gibi gözüküyor ama elinin içinde cep telefonu var. Uzvumuz gibi olmuş. Olması tuhaf bir şey değil. Hayatı kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. Bazı tasarruflu yönleri de var. Hayata müthiş kolaylık sağladı. Erişkinlerde en önemli şey hedef. Sabah kalktığı zaman amacı olan bir kimse, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir. Buna medya okuryazarlığı diyoruz. Medya okuryazarlığına sahip olan bir kimse akıllı telefonu, tableti, bilgisayarı ihtiyacı olduğu zaman kullanır. İhtiyacı olmadığı zaman kullanmaz.” şeklinde konuştu.
“Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez”
Kişinin kendi yolunu stratejik olarak belirlemesi gerektiğini söyleyen Tarhan; “Şu anda modernizm bize bugünü yaşa diyor. Bir insan stratejik olarak düşünmeden kendine yol çizerse olaylar onu istediği yere sürükler. ‘3 sene sonra ne olacak? 5 sene, 10 sene sonra ne olacak?’ diye düşünmesi lazım. Bir gemi düşünün, limandan ayrılmış. Nereye gideceğini bilmiyor. Rüzgâr götürür, savurur ama pusulası varsa, nereye gideceğini biliyorsa, rüzgâr ona yardım eder. Onun gibi hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez. Ekran maruziyetine düşmez, dijital bağımlılığa düşmez. Dijital bağımlılığından kurtulmanın yolu günü planlamak, geleceği planlamak, anlamlı bir hayat yaşamaktır. Bunu yapan kimse hiç korkmasın. Alsın, hedefine göre kullansın.” dedi.
Bu zamanın taşlı yolları internet…
Dijital dünyada da hakikati anlatmanın önemine değinen Tarhan; “Bu zamanın taşlı yolları internet. Senin davan varsa, idealin varsa, Allah'ın huzuruna gittiğin zaman bu hakikat için, tevhit için neler yaptın diye bir derdin varsa, Allah bana soracak diyorsan, bunu en güzel ifade edeceğin yer internet, dijital alan. Amerika'da ki adam okuyor. Gazze olaylarında o dede, kucağında torunu, başında sarığı ile müthiş bir bilgelikle müthiş bir teslimiyetle o çocuğunu öpmesi, vedalaşması, o rahatlığı, ölümden korkmaması, ilerde buluşacağını bilmesi bütün dünyada islamofobiyi dümdüz etti. İslamofobi ile ilgili bir sürü toplantılar yapıldı, bir sürü kitaplar yazıldı. Hiçbiri o kadar tesirli değil. O adam kafadaki, islamofobik sarık cübbe imajını darmadağın etti. Dijital yaptı bunu. Hakikati burada anlatmak gerekiyor. Böyle bir derdimiz olursa sosyal medya araç olur. Onun için biz büyükler için, inanan insanlar için bu önemli bir yöntem, hayatımızın sonuna geldiği zaman nasıl anılmak istiyorsak, nasıl bir insan olmak istiyorsak, sosyal medyayı o amaca yönelik kullanalım.” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Tarhan: Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı. Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Amacı olan, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir.” dedi.
“Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur”
Klip sendromu vakasından örnek veren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Gecikmiş konuşma şikayetiyle bir çocuk geldi. Gecikmiş konuşma demek otizm demektir. Biz de çocukta otizm var zannettik. Araştırdık ki çocuğun ince motor, kaba motor gelişimi gayet iyi. Matematiksel zekâsı iyi. Konuşmasında gecikme var. Niye böyle diye araştırdığımızda çocuğun bütün gün televizyon izlediğini gördük. O zaman cep telefonları yoktu televizyon vardı. Televizyonu açmış çocuk. Bütün gün müzik kanallarını seyrediyor. Videolar izliyor, şarkı kanallarını seyrediyor, onları dinliyor. Hiç konuşmak, sözcük üretmek zorunda kalmadığı için sadece izliyor. Anne de ucuz bakıcı çocuğun eline kumandayı vermiş. Çocuk onunla yiyor içiyor, vakit geçiyor. Konuşmak zorunda kalmadığı için beynin sözcük üreten alanı körelmiş. Çocuk o anda oyalıyor. Hipnotize oluyor, büyülenmiş oluyor, kendini kaptırıyor. Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Bir tohum olarak ekiliyor ileri yaşta büyüyor…
Hayat senaryolarının küçük yaşlarda öğrenildiğini bu senaryoların büyük yaşlarda yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran maruziyetinin dozu kaçtığı zaman, çocuk başka bir şey öğrenemiyor. Çocuğun öğrenebilmesi için beş duyunun da çalışması lazım. Beş duyunun yanında deneyimleyerek öğrenmesi lazım. Söküp takarak, oynayarak, yaşayarak öğrenmesi lazım. Küçük yaşta hayat senaryoları öğreniliyor. Kişiler bu öğrenilen hayat senaryolarını büyük yaşlarda yaşıyorlar. Sadece anlatılar, hikayeler değil yaşantılar da çocukta kalıcı oluyor. Onun için büyüklerle yaşadıkları, arkadaşlarıyla yaşadıkları, oynarken, söküp takarken yaşadıkları onların gelişen zihinlerinde yer ediyor. Orada bir tohum olarak ekiliyor ve ileri yaşta büyüyor. Bu nedenle çocukların anne babayla birlikte geçirdiği zaman çok önemli. Anne babanın nasihat vermesi değil de onunla beraber yaşadığı olaylar, birlikte yaşadıkları hikayeler çok önemli…” şeklinde konuştu.
“Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor”
Soyut düşünme becerisinin beynin ön bölgesinin bir fonksiyonu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan; “Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor. Çocuğun okul dönemi yaşına kadar ebeveyn gözetimi altında olması lazım. Çocukta 6-7 yaşında gerçeklik, soyut düşünce, kavramsal düşünce ortaya çıkıyor. Gerçeklik algısı oluşuyor. Ondan önce hayal ile gerçeği karıştırıyor. Mesela tek başına bir video seyrediyor, videoda canavarlar üzerine geliyor gibi olur. Çocuk onu gerçek zanneder. Oradan kırmızı renk yansısa, elim kanıyor zanneder. Çünkü o dönemde hayal ile gerçeği ayırt edemiyor. 6-7 yaşında gerçeklik testini beyin öğreniyor. O zamana kadar somut düşünce var. Çocuk çok zekiyse soyut düşünme 6-7 yaşından önce de başlıyor. Soyut düşünme becerisi, beynin ön bölgesinin fonksiyonu. Duygusal zekâ, sosyal zekâ ve matematiksel zekanın birlikte çalışmasıyla oluyor. Bazı çocuklar daha çabuk öğreniyor, bazı çocuklar yavaş öğreniyor. Bu sosyal ve duygusal zekâ ile çok bağlantılı.” dedi.
“Dijital bizim için bir amaç değil araçtır”
Türkiye’nin ekran maruziyetinin rekor seviyede olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Dünyada ekran maruziyetinde rekor kıran ülke bizim ülkemiz. Dünyada bir günde ortalama 3 saat. Türkiye’de 7 saati buluyor. Çocukları bırak, yetişkinler de bile bu oran. Çok fazla ekran maruziyeti. Şu anda çocuklara küçük yaştan itibaren sürekli eline ekran verip büyütürseniz o çocuklar otistik gibi oluyor. Oturup birisiyle sohbet edemiyor, karşı cinsle ilişki kuramıyor. Yani dijital bizim için bir amaç değil araçtır. Teknoloji bizatihi tarafsızdır. Biz onu kendi amacımıza yönelik kullanırsak bize hizmet eder ama o bizi yönetirse o zaman sen kullanılırsın. Popüler kültür, dijital emperyalizm var şu anda. Ona doğru gidiyor…” ifadelerini kullandı.
“Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor”
Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Kişinin günlük hayatını, günlük yaşam üretimini kontrol etmeyi bozduysa o bağımlıdır. Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Çünkü ekran çok ödül veren bir ortam, devamlı değişken haz müthiş her türlü haza ulaşabiliyor. Çok elverişli, 24 saat ulaşabiliyor, çok kullanışlı pratik bir ortam. Bundan 20 sene önce televizyonlar ilk çıktığı zaman yatak odasına koymayın diye tavsiye ediliyordu radyasyondan dolayı. Şu anda yatağın içinde cep telefonları var. Kitap okuyor gibi gözüküyor ama elinin içinde cep telefonu var. Uzvumuz gibi olmuş. Olması tuhaf bir şey değil. Hayatı kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. Bazı tasarruflu yönleri de var. Hayata müthiş kolaylık sağladı. Erişkinlerde en önemli şey hedef. Sabah kalktığı zaman amacı olan bir kimse, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir. Buna medya okuryazarlığı diyoruz. Medya okuryazarlığına sahip olan bir kimse akıllı telefonu, tableti, bilgisayarı ihtiyacı olduğu zaman kullanır. İhtiyacı olmadığı zaman kullanmaz.” şeklinde konuştu.
“Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez”
Kişinin kendi yolunu stratejik olarak belirlemesi gerektiğini söyleyen Tarhan; “Şu anda modernizm bize bugünü yaşa diyor. Bir insan stratejik olarak düşünmeden kendine yol çizerse olaylar onu istediği yere sürükler. ‘3 sene sonra ne olacak? 5 sene, 10 sene sonra ne olacak?’ diye düşünmesi lazım. Bir gemi düşünün, limandan ayrılmış. Nereye gideceğini bilmiyor. Rüzgâr götürür, savurur ama pusulası varsa, nereye gideceğini biliyorsa, rüzgâr ona yardım eder. Onun gibi hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez. Ekran maruziyetine düşmez, dijital bağımlılığa düşmez. Dijital bağımlılığından kurtulmanın yolu günü planlamak, geleceği planlamak, anlamlı bir hayat yaşamaktır. Bunu yapan kimse hiç korkmasın. Alsın, hedefine göre kullansın.” dedi.
Bu zamanın taşlı yolları internet…
Dijital dünyada da hakikati anlatmanın önemine değinen Tarhan; “Bu zamanın taşlı yolları internet. Senin davan varsa, idealin varsa, Allah'ın huzuruna gittiğin zaman bu hakikat için, tevhit için neler yaptın diye bir derdin varsa, Allah bana soracak diyorsan, bunu en güzel ifade edeceğin yer internet, dijital alan. Amerika'da ki adam okuyor. Gazze olaylarında o dede, kucağında torunu, başında sarığı ile müthiş bir bilgelikle müthiş bir teslimiyetle o çocuğunu öpmesi, vedalaşması, o rahatlığı, ölümden korkmaması, ilerde buluşacağını bilmesi bütün dünyada islamofobiyi dümdüz etti. İslamofobi ile ilgili bir sürü toplantılar yapıldı, bir sürü kitaplar yazıldı. Hiçbiri o kadar tesirli değil. O adam kafadaki, islamofobik sarık cübbe imajını darmadağın etti. Dijital yaptı bunu. Hakikati burada anlatmak gerekiyor. Böyle bir derdimiz olursa sosyal medya araç olur. Onun için biz büyükler için, inanan insanlar için bu önemli bir yöntem, hayatımızın sonuna geldiği zaman nasıl anılmak istiyorsak, nasıl bir insan olmak istiyorsak, sosyal medyayı o amaca yönelik kullanalım.” ifadelerini kullandı.
Haftanın popüler haberleri
Feyza Narlı: İşverenler istihdamda olumlu hava bekliyor
Türkiye'deki istihdam beklentileri, önceki çeyreğe kıyasla sınırlı bir gerileme gösterse de genel olarak istikrarlı ve dirençli bir görünüm sergiliyor.
Yanmar Türkiye'nin ürünleri dünyaya ihraç ediliyor
Yanmar Turkey, YTAgri markasıyla Türkiye’de ürettiği tarım ekipmanlarını Uzak Doğu’dan Avrupa’ya, Kuzey Afrika’dan Kafkasya’ya geniş bir coğrafyaya ihraç ediyor.
FSM Köprüsü 37 yaşında
Günlük 230 bine yakın aracın geçtiği FSM Köprüsü 37 yaşında.
Sertes Enerji ile Tumurly güçlerini birleştirdi
Sertes Enerji, 5 kıtada çalışan rüzgar türbinleri ile öne çıkan Tumurly ile önemli bir iş birliğine imza attı.
Suriye sanayisinde başlayan yeni döneme Türk üreticileri hazır
Suriye'de sanayi ve ticaret yeniden canlanırken, Türk şirketleri de bu büyük yeniden yapılanmada öncü rol üstleniyor.
İletişim Yazılım küresel projelere imza atıyor
İletişim Yazılım, TÜBİTAK 1711 desteğiyle büyük dil modeli tabanlı akıllı asistan projesi için imza attı. Hedef üretimde yapay zekâ entegrasyonu.
Prof. Dr. Baba: Gençler iş görüşmesine ‘Ben neler yaptım?’ diyerek çıkmalı
Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ece Ceylan Baba: “Gençler iş görüşmesine ‘Ben neler yaptım?’ diyerek çıkmalı; iş dünyasıyla köprü şart.”
İbrahim Burkay: Zirveler Uludağ'ın kaderini değiştirecek
BTSO Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Toplantısında aylık değerlendirmelerde bulundu.
Orhan Öğücü, Kağıt ve Kağıt Ürünleri Meclis Başkanı seçildi
TOBB Türkiye Kağıt ve Kağıt Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanlık Divanını seçti. Başkanlığa Orhan Öğücü seçildi.
Hakan Ülken: Ülkemiz sağlık turizminde tam bir fırsatlar ülkesi
Ülken; ülkemiz coğrafi konumu itibariyle sağlık turizminde tam bir fırsatlar ülkesi, gerek sağlık hizmetlerimiz gerekse turizm hizmetlerimiz kalitesiyle dünyada sağlık turizmine yön verecek niteliktedir, dedi.
Abalıoğlu Yağ, Amerika pazarına odaklandı
Abalıoğlu Yağ, Kuzey Amerika'nın en prestijli gıda fuarı olan Fancy Food Show’da ürünlerini Amerika pazarına tanıttı.
FIFA Kulüpler Dünya Kupası eşleşmeleri belli oldu
2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nda çeyrek finalde karşı karşıya gelecek takımlar belli oldu.
Bakan Bolat duyurdu: Haziran ihracatı 20,5 milyar dolara ulaştı
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "İhracatımız haziranda (geçen yılın aynı ayına göre) yüzde 8 artışla 20,5 milyar dolara ulaştı.
Şerife Kırımlı, Reklamcılar Derneği Genel Müdürü oldu
Reklam sektörünün deneyimli ismi Şerife Kırımlı, Reklamcılar Derneği Genel Müdürü olarak göreve başladı.
Epica Awards’un 2025 Jüri Başkanı Claire Bridges oldu
Epica Awards’un 2025 Jüri Başkanı danışmanlık ve eğitim hizmetleri sunan Now Go Create’in Kurucusu Claire Bridges oldu.
Petrol Ofisi Grubu 17. kez zirvede
Türkiye akaryakıt sektörünün geleneksel lideri Petrol Ofisi Grubu 17. kez zirvede.
TransAnatolia, 30 Ağustos'ta Bursa’dan start alacak
Uluslararası rally raid yarışı TransAnatolia, 30 Ağustos – 6 Eylül tarihleri arasında 15. kez düzenlenecek. Bursa’dan start alacak, Bolu’da sona erecek.
Nil Balek, Ableversity Danışma Kurulu'na katıldı
Nil Balek, gönüllü mentorluk faaliyetleri ve liderlik tecrübesiyle Ableversity'nin küresel misyonuna katkı sağlayacak.
TP Petrol: Çağdaş Demirağ'ın şirketimizle iş ilişkisi sona ermiştir
Genel Müdürlük görevini yürüten Çağdaş Demirağ'ın şirketle iş ilişkisinin 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla sonlandığı duyuruldu.
İş insanı Ali Altınbaş son yolculuğuna uğurlandı
Altınbaş Holding Onursal Başkanı Ali Altınbaş son yolculuğuna uğurlandı.
Melis Avalin Korkmaz, TÜVTÜRK'e GM Vekili olarak atandı
TÜVTÜRK'te Melis Avalin Korkmaz Genel Müdür Vekili olarak atandı.
Vasi Philomin'a Siemens'te "Başkan Yardımcısı" görevi
Vasi Philomin, Siemens'in "Başkan Yardımcısı" ve "Veri ve Yapay Zeka Direktörü" oldu.
Sınır kapılarında gurbetçi yoğunluğu
Sınır kapılarında gurbetçi yoğunluğu başladı.
Microsoft'un yeni nesil yapay zekâ çipi üretimi 2026'ya ertelendi
Microsoft'un yeni nesil Maia AI çipi en az altı aylık bir gecikmeyle karşı karşıya, bu da seri üretimini 2025'ten 2026'ya erteliyor.
Bolat: 30 yıl önceki kurallarla 2025 ticaretini yönetemeyiz
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "30 yıl önceki kurallarla 2025 ticaretini yönetemeyiz" dedi. Bakan Bolat, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu Toplantısında konuştu.
IFCO 20 Ağustos 2025 tarihinde başlıyor
IFCO İstanbul Fashion Connection fuarı 20-22 Ağustos 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek.
Nurullah Bakır, Türkiye Bankalar Birliğindeki görevine başladı
Türkiye Bankalar Birliği, Genel Sekreterlik görevine getirilen Nurullah Bakır'ın görevine başladığını duyurdu.
vivo X200 FE Türkiye'ye geliyor
vivo, kompakt formda amiral gemisi deneyimi sunan yeni X200 FE akıllı telefonunu Türkiye'de de satışa sunacağını duyurdu.
Türkiye Finans Katılım Bankası biOnay cihazlarını kullanıyor
Türkiye Finans Katılım Bankası, biOnay cihazlarını kullanmaya başladı.
İzmir KGK ile Esbaş, Eşitlik Yıldızları Projesine imza attı
TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu ile ESBAŞ, “Eşitlik Yıldızları Projesi” için iş birliği protokolü imzaladı.
As Plastik, güvenli ambalaj çözümleri ile tarımı destekliyor
As Plastik, tarladan sofraya uzanan güvenli ambalaj çözümleri ile tarımı destekliyor.
AKUT Vakfı soruyor: Orman yangınlarına karşı hazırlıklı mıyız?
AKUT VAKFI, yaz mevsimiyle birlikte artan orman yangını riskine dikkat çekerek, alınabilecek önlemleri ve doğru davranış biçimlerini kamuoyu ile paylaştı.
Netaş’tan 5G’ye tam hazırlık vurgusu
Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’nda Netaş’tan 5G’ye tam hazırlık vurgusu.
Multitek, RF ve IoT tabanlı çözümlere yatırım yapıyor
Multitek ev pazarında RF teknolojilerine ve IoT tabanlı çözümlere yatırım yapıyor.
Sanel kalitesini Ford Q1 Sertifikası ile taçlandırdı
Otomotiv elektroniği ve aydınlatma sektörü firması Sanel, Tuzla’daki üretim tesisinde Ford Otosan’ın Q1 Sertifikasını almaya hak kazandı.
İzocam'dan yeni enerji sistemi
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: "Yeni standart, ülkemizin enerji verimliliği çıtasını yükseltecek"
Eyüp Kartal, Hop Health CEO’su oldu
Eyüp Kartal, Hop Health CEO’luğunu platformun Kurucusu Dr. Eren Ünal’dan devraldı.
TMSF, İstikbal Mobilya ve Akfel'i satışa çıkardı
TMSF, Akfel Gaz Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü ile İstikbal Mobilya Sanayi ve Ticaret AŞ'yi (İstikbal Mobilya) satışa çıkardı.
Vergi denetimleri e-İnceleme Sistemi ile yapılacak
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı (VDK), e-İnceleme Sistemi'nin bugün itibarıyla uygulanmaya başlandığını bildirdi.
Türk Eximbank'tan 500 milyon dolarlık tahvil ihracı
Türk Eximbank, uluslararası sermaye piyasalarında 3 yıl vadeli 500 milyon dolarlık tahvil ihracı gerçekleştirdi.