Prof. Dr. Tarhan: Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez
Prof. Dr. Tarhan: Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı.
Haber Giriş Tarihi: 28.08.2024 20:06
Haber Güncellenme Tarihi: 28.08.2024 20:13
Kaynak: Haber Merkezi
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı. Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Amacı olan, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir.” dedi.
“Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur”
Klip sendromu vakasından örnek veren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Gecikmiş konuşma şikayetiyle bir çocuk geldi. Gecikmiş konuşma demek otizm demektir. Biz de çocukta otizm var zannettik. Araştırdık ki çocuğun ince motor, kaba motor gelişimi gayet iyi. Matematiksel zekâsı iyi. Konuşmasında gecikme var. Niye böyle diye araştırdığımızda çocuğun bütün gün televizyon izlediğini gördük. O zaman cep telefonları yoktu televizyon vardı. Televizyonu açmış çocuk. Bütün gün müzik kanallarını seyrediyor. Videolar izliyor, şarkı kanallarını seyrediyor, onları dinliyor. Hiç konuşmak, sözcük üretmek zorunda kalmadığı için sadece izliyor. Anne de ucuz bakıcı çocuğun eline kumandayı vermiş. Çocuk onunla yiyor içiyor, vakit geçiyor. Konuşmak zorunda kalmadığı için beynin sözcük üreten alanı körelmiş. Çocuk o anda oyalıyor. Hipnotize oluyor, büyülenmiş oluyor, kendini kaptırıyor. Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Bir tohum olarak ekiliyor ileri yaşta büyüyor…
Hayat senaryolarının küçük yaşlarda öğrenildiğini bu senaryoların büyük yaşlarda yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran maruziyetinin dozu kaçtığı zaman, çocuk başka bir şey öğrenemiyor. Çocuğun öğrenebilmesi için beş duyunun da çalışması lazım. Beş duyunun yanında deneyimleyerek öğrenmesi lazım. Söküp takarak, oynayarak, yaşayarak öğrenmesi lazım. Küçük yaşta hayat senaryoları öğreniliyor. Kişiler bu öğrenilen hayat senaryolarını büyük yaşlarda yaşıyorlar. Sadece anlatılar, hikayeler değil yaşantılar da çocukta kalıcı oluyor. Onun için büyüklerle yaşadıkları, arkadaşlarıyla yaşadıkları, oynarken, söküp takarken yaşadıkları onların gelişen zihinlerinde yer ediyor. Orada bir tohum olarak ekiliyor ve ileri yaşta büyüyor. Bu nedenle çocukların anne babayla birlikte geçirdiği zaman çok önemli. Anne babanın nasihat vermesi değil de onunla beraber yaşadığı olaylar, birlikte yaşadıkları hikayeler çok önemli…” şeklinde konuştu.
“Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor”
Soyut düşünme becerisinin beynin ön bölgesinin bir fonksiyonu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan; “Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor. Çocuğun okul dönemi yaşına kadar ebeveyn gözetimi altında olması lazım. Çocukta 6-7 yaşında gerçeklik, soyut düşünce, kavramsal düşünce ortaya çıkıyor. Gerçeklik algısı oluşuyor. Ondan önce hayal ile gerçeği karıştırıyor. Mesela tek başına bir video seyrediyor, videoda canavarlar üzerine geliyor gibi olur. Çocuk onu gerçek zanneder. Oradan kırmızı renk yansısa, elim kanıyor zanneder. Çünkü o dönemde hayal ile gerçeği ayırt edemiyor. 6-7 yaşında gerçeklik testini beyin öğreniyor. O zamana kadar somut düşünce var. Çocuk çok zekiyse soyut düşünme 6-7 yaşından önce de başlıyor. Soyut düşünme becerisi, beynin ön bölgesinin fonksiyonu. Duygusal zekâ, sosyal zekâ ve matematiksel zekanın birlikte çalışmasıyla oluyor. Bazı çocuklar daha çabuk öğreniyor, bazı çocuklar yavaş öğreniyor. Bu sosyal ve duygusal zekâ ile çok bağlantılı.” dedi.
“Dijital bizim için bir amaç değil araçtır”
Türkiye’nin ekran maruziyetinin rekor seviyede olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Dünyada ekran maruziyetinde rekor kıran ülke bizim ülkemiz. Dünyada bir günde ortalama 3 saat. Türkiye’de 7 saati buluyor. Çocukları bırak, yetişkinler de bile bu oran. Çok fazla ekran maruziyeti. Şu anda çocuklara küçük yaştan itibaren sürekli eline ekran verip büyütürseniz o çocuklar otistik gibi oluyor. Oturup birisiyle sohbet edemiyor, karşı cinsle ilişki kuramıyor. Yani dijital bizim için bir amaç değil araçtır. Teknoloji bizatihi tarafsızdır. Biz onu kendi amacımıza yönelik kullanırsak bize hizmet eder ama o bizi yönetirse o zaman sen kullanılırsın. Popüler kültür, dijital emperyalizm var şu anda. Ona doğru gidiyor…” ifadelerini kullandı.
“Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor”
Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Kişinin günlük hayatını, günlük yaşam üretimini kontrol etmeyi bozduysa o bağımlıdır. Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Çünkü ekran çok ödül veren bir ortam, devamlı değişken haz müthiş her türlü haza ulaşabiliyor. Çok elverişli, 24 saat ulaşabiliyor, çok kullanışlı pratik bir ortam. Bundan 20 sene önce televizyonlar ilk çıktığı zaman yatak odasına koymayın diye tavsiye ediliyordu radyasyondan dolayı. Şu anda yatağın içinde cep telefonları var. Kitap okuyor gibi gözüküyor ama elinin içinde cep telefonu var. Uzvumuz gibi olmuş. Olması tuhaf bir şey değil. Hayatı kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. Bazı tasarruflu yönleri de var. Hayata müthiş kolaylık sağladı. Erişkinlerde en önemli şey hedef. Sabah kalktığı zaman amacı olan bir kimse, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir. Buna medya okuryazarlığı diyoruz. Medya okuryazarlığına sahip olan bir kimse akıllı telefonu, tableti, bilgisayarı ihtiyacı olduğu zaman kullanır. İhtiyacı olmadığı zaman kullanmaz.” şeklinde konuştu.
“Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez”
Kişinin kendi yolunu stratejik olarak belirlemesi gerektiğini söyleyen Tarhan; “Şu anda modernizm bize bugünü yaşa diyor. Bir insan stratejik olarak düşünmeden kendine yol çizerse olaylar onu istediği yere sürükler. ‘3 sene sonra ne olacak? 5 sene, 10 sene sonra ne olacak?’ diye düşünmesi lazım. Bir gemi düşünün, limandan ayrılmış. Nereye gideceğini bilmiyor. Rüzgâr götürür, savurur ama pusulası varsa, nereye gideceğini biliyorsa, rüzgâr ona yardım eder. Onun gibi hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez. Ekran maruziyetine düşmez, dijital bağımlılığa düşmez. Dijital bağımlılığından kurtulmanın yolu günü planlamak, geleceği planlamak, anlamlı bir hayat yaşamaktır. Bunu yapan kimse hiç korkmasın. Alsın, hedefine göre kullansın.” dedi.
Bu zamanın taşlı yolları internet…
Dijital dünyada da hakikati anlatmanın önemine değinen Tarhan; “Bu zamanın taşlı yolları internet. Senin davan varsa, idealin varsa, Allah'ın huzuruna gittiğin zaman bu hakikat için, tevhit için neler yaptın diye bir derdin varsa, Allah bana soracak diyorsan, bunu en güzel ifade edeceğin yer internet, dijital alan. Amerika'da ki adam okuyor. Gazze olaylarında o dede, kucağında torunu, başında sarığı ile müthiş bir bilgelikle müthiş bir teslimiyetle o çocuğunu öpmesi, vedalaşması, o rahatlığı, ölümden korkmaması, ilerde buluşacağını bilmesi bütün dünyada islamofobiyi dümdüz etti. İslamofobi ile ilgili bir sürü toplantılar yapıldı, bir sürü kitaplar yazıldı. Hiçbiri o kadar tesirli değil. O adam kafadaki, islamofobik sarık cübbe imajını darmadağın etti. Dijital yaptı bunu. Hakikati burada anlatmak gerekiyor. Böyle bir derdimiz olursa sosyal medya araç olur. Onun için biz büyükler için, inanan insanlar için bu önemli bir yöntem, hayatımızın sonuna geldiği zaman nasıl anılmak istiyorsak, nasıl bir insan olmak istiyorsak, sosyal medyayı o amaca yönelik kullanalım.” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Tarhan: Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ la Akla Kapı” programında “Ekran Bağımlılığı” konusunu ele aldı. Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Amacı olan, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir.” dedi.
“Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur”
Klip sendromu vakasından örnek veren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Gecikmiş konuşma şikayetiyle bir çocuk geldi. Gecikmiş konuşma demek otizm demektir. Biz de çocukta otizm var zannettik. Araştırdık ki çocuğun ince motor, kaba motor gelişimi gayet iyi. Matematiksel zekâsı iyi. Konuşmasında gecikme var. Niye böyle diye araştırdığımızda çocuğun bütün gün televizyon izlediğini gördük. O zaman cep telefonları yoktu televizyon vardı. Televizyonu açmış çocuk. Bütün gün müzik kanallarını seyrediyor. Videolar izliyor, şarkı kanallarını seyrediyor, onları dinliyor. Hiç konuşmak, sözcük üretmek zorunda kalmadığı için sadece izliyor. Anne de ucuz bakıcı çocuğun eline kumandayı vermiş. Çocuk onunla yiyor içiyor, vakit geçiyor. Konuşmak zorunda kalmadığı için beynin sözcük üreten alanı körelmiş. Çocuk o anda oyalıyor. Hipnotize oluyor, büyülenmiş oluyor, kendini kaptırıyor. Bir noktaya odaklanıp dünyanın gerçeklerinden kopmak, hipnotik bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Bir tohum olarak ekiliyor ileri yaşta büyüyor…
Hayat senaryolarının küçük yaşlarda öğrenildiğini bu senaryoların büyük yaşlarda yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ekran maruziyetinin dozu kaçtığı zaman, çocuk başka bir şey öğrenemiyor. Çocuğun öğrenebilmesi için beş duyunun da çalışması lazım. Beş duyunun yanında deneyimleyerek öğrenmesi lazım. Söküp takarak, oynayarak, yaşayarak öğrenmesi lazım. Küçük yaşta hayat senaryoları öğreniliyor. Kişiler bu öğrenilen hayat senaryolarını büyük yaşlarda yaşıyorlar. Sadece anlatılar, hikayeler değil yaşantılar da çocukta kalıcı oluyor. Onun için büyüklerle yaşadıkları, arkadaşlarıyla yaşadıkları, oynarken, söküp takarken yaşadıkları onların gelişen zihinlerinde yer ediyor. Orada bir tohum olarak ekiliyor ve ileri yaşta büyüyor. Bu nedenle çocukların anne babayla birlikte geçirdiği zaman çok önemli. Anne babanın nasihat vermesi değil de onunla beraber yaşadığı olaylar, birlikte yaşadıkları hikayeler çok önemli…” şeklinde konuştu.
“Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor”
Soyut düşünme becerisinin beynin ön bölgesinin bir fonksiyonu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan; “Haftada 20 saati geçen ekran maruziyeti çocuğa zarar veriyor. Çocuğun okul dönemi yaşına kadar ebeveyn gözetimi altında olması lazım. Çocukta 6-7 yaşında gerçeklik, soyut düşünce, kavramsal düşünce ortaya çıkıyor. Gerçeklik algısı oluşuyor. Ondan önce hayal ile gerçeği karıştırıyor. Mesela tek başına bir video seyrediyor, videoda canavarlar üzerine geliyor gibi olur. Çocuk onu gerçek zanneder. Oradan kırmızı renk yansısa, elim kanıyor zanneder. Çünkü o dönemde hayal ile gerçeği ayırt edemiyor. 6-7 yaşında gerçeklik testini beyin öğreniyor. O zamana kadar somut düşünce var. Çocuk çok zekiyse soyut düşünme 6-7 yaşından önce de başlıyor. Soyut düşünme becerisi, beynin ön bölgesinin fonksiyonu. Duygusal zekâ, sosyal zekâ ve matematiksel zekanın birlikte çalışmasıyla oluyor. Bazı çocuklar daha çabuk öğreniyor, bazı çocuklar yavaş öğreniyor. Bu sosyal ve duygusal zekâ ile çok bağlantılı.” dedi.
“Dijital bizim için bir amaç değil araçtır”
Türkiye’nin ekran maruziyetinin rekor seviyede olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Dünyada ekran maruziyetinde rekor kıran ülke bizim ülkemiz. Dünyada bir günde ortalama 3 saat. Türkiye’de 7 saati buluyor. Çocukları bırak, yetişkinler de bile bu oran. Çok fazla ekran maruziyeti. Şu anda çocuklara küçük yaştan itibaren sürekli eline ekran verip büyütürseniz o çocuklar otistik gibi oluyor. Oturup birisiyle sohbet edemiyor, karşı cinsle ilişki kuramıyor. Yani dijital bizim için bir amaç değil araçtır. Teknoloji bizatihi tarafsızdır. Biz onu kendi amacımıza yönelik kullanırsak bize hizmet eder ama o bizi yönetirse o zaman sen kullanılırsın. Popüler kültür, dijital emperyalizm var şu anda. Ona doğru gidiyor…” ifadelerini kullandı.
“Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor”
Bağımlılık tanısındaki ana semptomun kontrol kaybı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Kişinin günlük hayatını, günlük yaşam üretimini kontrol etmeyi bozduysa o bağımlıdır. Ekran bağımlılığı beyindeki ödül sistemini bozuyor. Çünkü ekran çok ödül veren bir ortam, devamlı değişken haz müthiş her türlü haza ulaşabiliyor. Çok elverişli, 24 saat ulaşabiliyor, çok kullanışlı pratik bir ortam. Bundan 20 sene önce televizyonlar ilk çıktığı zaman yatak odasına koymayın diye tavsiye ediliyordu radyasyondan dolayı. Şu anda yatağın içinde cep telefonları var. Kitap okuyor gibi gözüküyor ama elinin içinde cep telefonu var. Uzvumuz gibi olmuş. Olması tuhaf bir şey değil. Hayatı kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. Bazı tasarruflu yönleri de var. Hayata müthiş kolaylık sağladı. Erişkinlerde en önemli şey hedef. Sabah kalktığı zaman amacı olan bir kimse, günü planlayan bir kimse sosyal medya tuzağından, ekran maruziyetinden kendini koruyabilir. Buna medya okuryazarlığı diyoruz. Medya okuryazarlığına sahip olan bir kimse akıllı telefonu, tableti, bilgisayarı ihtiyacı olduğu zaman kullanır. İhtiyacı olmadığı zaman kullanmaz.” şeklinde konuştu.
“Hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez”
Kişinin kendi yolunu stratejik olarak belirlemesi gerektiğini söyleyen Tarhan; “Şu anda modernizm bize bugünü yaşa diyor. Bir insan stratejik olarak düşünmeden kendine yol çizerse olaylar onu istediği yere sürükler. ‘3 sene sonra ne olacak? 5 sene, 10 sene sonra ne olacak?’ diye düşünmesi lazım. Bir gemi düşünün, limandan ayrılmış. Nereye gideceğini bilmiyor. Rüzgâr götürür, savurur ama pusulası varsa, nereye gideceğini biliyorsa, rüzgâr ona yardım eder. Onun gibi hayatta amacı olan insan internet tuzağına düşmez. Ekran maruziyetine düşmez, dijital bağımlılığa düşmez. Dijital bağımlılığından kurtulmanın yolu günü planlamak, geleceği planlamak, anlamlı bir hayat yaşamaktır. Bunu yapan kimse hiç korkmasın. Alsın, hedefine göre kullansın.” dedi.
Bu zamanın taşlı yolları internet…
Dijital dünyada da hakikati anlatmanın önemine değinen Tarhan; “Bu zamanın taşlı yolları internet. Senin davan varsa, idealin varsa, Allah'ın huzuruna gittiğin zaman bu hakikat için, tevhit için neler yaptın diye bir derdin varsa, Allah bana soracak diyorsan, bunu en güzel ifade edeceğin yer internet, dijital alan. Amerika'da ki adam okuyor. Gazze olaylarında o dede, kucağında torunu, başında sarığı ile müthiş bir bilgelikle müthiş bir teslimiyetle o çocuğunu öpmesi, vedalaşması, o rahatlığı, ölümden korkmaması, ilerde buluşacağını bilmesi bütün dünyada islamofobiyi dümdüz etti. İslamofobi ile ilgili bir sürü toplantılar yapıldı, bir sürü kitaplar yazıldı. Hiçbiri o kadar tesirli değil. O adam kafadaki, islamofobik sarık cübbe imajını darmadağın etti. Dijital yaptı bunu. Hakikati burada anlatmak gerekiyor. Böyle bir derdimiz olursa sosyal medya araç olur. Onun için biz büyükler için, inanan insanlar için bu önemli bir yöntem, hayatımızın sonuna geldiği zaman nasıl anılmak istiyorsak, nasıl bir insan olmak istiyorsak, sosyal medyayı o amaca yönelik kullanalım.” ifadelerini kullandı.
Haftanın popüler haberleri
5 Bakan Yardımcısı görevden alındı, yeni isimler atandı
Cumhurbaşkanlığı Atama Kararları Resmi Gazete'de yayımlandı. 5 Bakan Yardımcısı görevden alınıp, yerlerine yeni isimler atandı.
YASED eski başkanlarından Şaban Erdikler'in vefatı sevenlerini üzdü
Uluslararası Yatırımcılar Derneği YASED eski başkanlarından Şaban Erdikler vefat etti.
Citroen'in CX modeli, 50'nci yılını kutluyor
Citroen'in 1970’li ve 1980'li yılların sembolü olarak hatırlanan CX modeli, 50'nci yılını kutluyor.
CRU Group'a göre otomobil markaları EV modellerin lansmanını erteledi
Otomotiv şirketleri elektrikli araç üretme ve satma planlarını küçülttüler. Bunun yerine dikkatlerini daha kârlı eski benzinli arabalara ve hibrit modellere odakladılar.
BYD: Teknolojiyi dışarı çıkarmayın, gittiğiniz ülkede montaj yapın
Çin yönetimi "Teknolojiyi dışarı çıkarmayın, gittiğiniz ülkede montaj yapın." çağrısında bulundu.
THY, Sidney'e tarifeli sefer başlatacak
THY, Avustralya'nın Sidney şehrine tarifeli sefer başlatacak.
QNB Finans Finansal Kiralama'nın ünvanı değişiyor
İlk olağanüstü genel kurulda QNB Finans Finansal Kiralama A.Ş.'nin ünvanı QNB Finansal Kiralama A.Ş. olarak değiştirilecek.
Bayrak EBT'de Yönetim Kurulu Başkanı değişikliği
Bayrak EBT'de Yönetim Kurulu Başkanlığına Serhat Kurt seçildi.
Kocaer Enerji'nin sermayesi 600 milyon liraya çıkarıldı
Kocaer Çelik Sanayiinin ortağı olduğu Kocaer Enerjide sermaya 600 milyon liraya çıkarıldı.
Adobe yapay zekâ video oluşturma aracını piyasaya sürecek
Adobe, yılın ilerleyen döneminde üretken yapay zekâ video oluşturma aracını piyasaya sürecek.
Modernize edilen Ceylanpınar Gümrük Kapısı açıldı
Modernize edilen Ceylanpınar Gümrük Kapısı'nın Suriye'nin yeniden imarı ve ekonomik faaliyetin tekrar canlanması noktasında çok hızlı bir ticaret akışına neden olacağı belirtildi.
Bilgisayar oyunlarının para harcatma taktikleri AB gündeminde
Fortnite, EA Sports, Minecraft, Roblox ve Clash of Clans'ın sahibi olan oyun şirketleri AB'ne şikayet edildi.
Geçici vergi beyanname ve ödemeleri için bugün son gün
Gelir ve kurum geçici vergi beyannameleri için son gün.
Koç Holding, Sevgi Gönül'ü yapay zekalı yapımla andı
Koç Grubu, Sevgi Gönül’ün bir fotoğrafını yapay zeka ile hareketlendirerek anma mesajı yayınladı.
Hisarcıklıoğlu "Dünyanın en değerli arazisi cep telefonu ekranı"
Hisarcıklıoğlu, Dünyanın en değerli arazisinin cep telefonu ekranı olduğunu, burada yer almanın şart olduğunu, e-ticaret hacminin her yıl hızla arttığını belirtti.
FANUC’tan Türkiye’ye 25 milyon euro’luk yeni teknoloji binası
FANUC’tan Türkiye’ye 25 milyon euro’luk yeni teknoloji binası ve merkezi yatırımı.
Amazon, İngiltere'deki veri merkezlerine büyük yatırım yapacak
Amazon, İngiltere'deki veri merkezlerine 10 milyar doların üzerinde yatırım yapacak.
MSB, ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki anlaşmayı kınadı
MSB: ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki anlaşmayı şiddetle kınıyoruz.
Alper Gezeravcı, Uzay Komutanlığı emrine atandı
MSB, Hava Pilot Albay Alper Gezeravcı'nın “2024 Yılı Genel Atamaları” ile Uzay Komutanlığı emrine atandığını duyurdu.
Tarihin kara lekesi 12 Eylül darbesinin üzerinden 44 yıl geçti
Türkiye demokrasi tarihinin kara lekesi 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 44 yıl geçti.
Burak Şükrü Çetinkaya, Quark'ın elektro optik projelerini anlattı
Quark'ın kurucusu Burak Şükrü Çetinkaya, Quark'ın elektro-optikte dışa bağımlılığı azaltmak için yaptığı çalışmaları Teknopark İstanbul'da anlattı.
BTM, Decacorn olmanın sırlarını paylaştı
Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi BTM, Decacorn olmanın sırlarını paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BJK heyetini kabul etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün Başkanı Hasan Arat, yönetim kurulu üyeleri ve sporcularını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti.
Pratik'e BDDK'dan faaliyet izni
BDDK, Pratik İşlem Ödeme ve Elektronik Para A.Ş.'ye faaliyet izni verdi.
Çip Tasarım Yarışması Antalya'da yapıldı
Çip Tasarım Yarışması, Antalya’da ANFAŞ Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde yapıldı.
Türkiye Bankalar Birliği ve Arap Bankalar Birliği işbirliğine imza attı
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar; Arap Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet El Etrebi ile bir “Mutabakat Zaptı” imzaladı.
Reeder ReeV Fancy iddialı geliyor
Ön siparişe özel 40.000₺ peşinat ve ayda sadece 11.250₺'den başlayan taksit seçenekleriyle satışa sunuluyor. Bu fiyat 100 araçla sınırlı.
Sabancı DxBV Bulutistan’ın yüzde 65 hissesini satın aldı
Sabancı Topluluk şirketlerinden DxBV, Bulutistan’ın yüzde 65 hissesini satın aldı.
Pulse Finansal Teknolojiler ve Danışmanlık şirketi kuruldu
Pulse Finansal Teknolojiler ve Danışmanlık A.Ş. kuruldu.
Texhibition İstanbul fuarı başladı
Dünya tekstil sektörünün buluşma noktası Texhibition İstanbul kapılarını açtı.
Norveç, Türkiye'ye karşı kısıtlamalarını kaldırma kararı aldı
Norveç, Türkiye'ye karşı savunma sanayi kısıtlamalarını kaldırma kararı aldı.
Güney Kore'de askeri yapay zeka zirvesi düzenlendi
Güney Kore, Yapay Zekanın askeri alandaki sorumlu kullanımına yönelik bir zirve düzenledi
15. Yerel Zincirler Buluşması başladı
Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun düzenlediği 15. Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı İstanbul'da başladı.
Perakende sektörü içinde gıda perakendeciliğinin oranı yüzde 17
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, perakende sektörü içinde gıda perakendeciliği oranının yüzde 17 olduğunu belirtti.
TÜVTÜRK İstanbul 100. Yıl İstasyonu hizmete girdi
TÜVTÜRK İstanbul Yüzüncü Yıl Araç Muayene İstasyonu, hizmet vermeye başladı.
Bakan Kacır, OSB sayısını 362'ye çıkardıklarını duyurdu
Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile Türkiye'deki organize sanayi bölgesi sayısı 362'ye ulaştı.
Tusaş ve Aspilsan işbirliği için imza attı
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile ASPİLSAN Enerji arasında, "Uzay Kalifiye Batarya Üretimi İş Birliği Çerçeve Protokolü" imzalandı.
GYİAD Genel Sekreterliğine Esra Ergüven getirildi
Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği’nin (GYİAD), genel sekreterlik görevine Esra Ergüven getirildi.
Söke Pamuğu, AB'den coğrafi işaret tescili aldı
Avrupa Birliği’nin ilk tescilli pamuğu Türkiye’den. Söke Pamuğu, Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili alan 27. ürün oldu.
Ağustos ihracatı 22 milyar, ithalatı 26,9 milyar dolar oldu
Ticaret Bakanlığı, Ağustos ayı Dış Ticaret Verilerini açıkladı. Dış ticaret hacmi, %3,7 oranında azalarak 396 milyar 467 milyon dolar olarak gerçekleşti.