Murat Atıcı: Otomotivde yazılımın payı 2030'da yüzde 30'a çıkacak

Otomobilde kullanılan ufak bir vida bile hayati önem taşıyor. Üretim esnasında yapılacak en küçük hata, otomotiv sektöründe hem can güvenliğini hem de marka itibarını tehlikeye atabiliyor. Bimser’in geliştirdiği yazılım çözümleri ile insana bağlı manuel risk analizleri sonlandırılıyor ve proseslerde tespit edilen hatalar dijital ortamda kayıt altına alınıyor.

Haber Giriş Tarihi: 23.10.2025 16:21
Haber Güncellenme Tarihi: 23.10.2025 16:21
https://www.dijitalhaber.com.tr

Her geçen gün hızla gelişen yazılım çözümleri, global otomotiv sektöründe de büyük bir dönüşüm yaratıyor. Elektrikli araçlardan otonom sürüşe, yazılım tanımlı araçlardan (SDV) üretim süreçlerindeki dijitalleşmeye kadar her alanda yazılım artık kritik bir rekabet unsuru. Türkiye’nin önde gelen kurumsal yazılım şirketlerinden Bimser, yüzlerce otomotiv üreticisi ve tedarikçisi ile bu dönüşümün merkezinde yer alıyor.

Otomobilde kullanılan ufak bir vida bile hayati önem taşıyor. Üretim esnasında yapılacak en küçük hata, otomotiv sektöründe hem can güvenliğini hem de marka itibarını tehlikeye atabiliyor. Bimser’in geliştirdiği yazılım çözümleri ile insana bağlı manuel risk analizleri sonlandırılıyor ve proseslerde tespit edilen hatalar dijital ortamda kayıt altına alınıyor. İlgili önlemler de dijital ortamda yönetiliyor. Böylelikle, zaman kaybı olmadan üretim ve üretim öncesi aşamalarda hatalar önlenmiş oluyor.

Dijital dönüşüm yolculuğunda kalite ve risk yönetimini yeni bir seviyeye taşıyan Bimser’in CEO’su Murat Atıcı; “Yapay zeka ve dijitalleşme ile sektörler bir üst boyuta geçti. Yapay zekâ, günümüzde en fazla kaynak gerektiren teknolojilerden biri. Bu sistemleri çalıştırmak için GPU dediğimiz çok güçlü işlemcilere ve gelişmiş altyapılara ihtiyaç var. 20 yıl önce bunlar inanılmaz maliyetliydi; artık teknolojinin geldiği yer ve ölçek ekonomisi ile birlikte maliyetler azaldı ama yine de büyük yatırım gerektiriyor. Bugün teknoloji devleri on binlerce, hatta yüz binlerce GPU’dan oluşan devasa altyapılar kuruyorlar” dedi.

2016 yılında dünyadaki tüm yapay zekâ sistemlerinin toplam performansının yaklaşık 10 milyon parametre üzerinden ölçüldüğünü, 2025’te ise bu sayının 1.8 trilyona ulaştığını aktaran Atıcı, “Parametreyi insan beynindeki sinapslar gibi düşünebiliriz; ne kadar çoksa sistem o kadar öğrenebiliyor. Son dokuz yılda 10 milyondan 1.8 trilyona, yaklaşık iki yüz bin kat artış söz konusu oldu.2030 yılında bu sayının 1.3 kentilyona ulaşması öngörülüyor. Bu, bugünkü seviyenin 100.000 katı demek. Son derece etkileyici bir gelişim hızı” şeklinde konuştu.

Performans artışıyla birlikte yapay zekânın hayatımıza dokunduğu alanların da hızla genişlediğinin altını çizen Atıcı, şunları söyledi:

“Günümüze kadar yapay zekâ daha çok belirli görevlerde, örneğin müşteri hizmetleri, müşteri edinme, fiyatlama gibi alanlarda ayrı ayrı kullanılıyordu. Şimdi ise tüm süreçleri kapsayan, birbirine bağlı yapılar söz konusu. Tedarik zincirinden üretime, dağıtımdan servise kadar her aşama artık yapay zekâ ile bazlı uygulamalar ile şirketler uçtan uca yeniden tanımlanıyor. Son aşama da ise Yapay Zeka tabanlı ajanlarının konumlandığı sistemler olarak gündemimize girmiş durumda. Yani, karar verebilen, analiz yapabilen ve belirli işleri kendi başına yürütebilen akıllı yazılım araçları. Örneğin bir satış sonrası hizmetlerden sorumlu bir YZ ajanı müşterilerden gelen taleplerin karşılanmasında devreye girecek. Bir başka Yapay Zeka Ajanı, rakiplerin ürün özelliklerini ve oluşan değişimleri sürekli takip edip ürün gelişimine girdi sağlayacak. Buna benzer birçok otonom Yapay Zeka aygıtı şirketlerin iş performansı ve verimliliğinin artmasına katkı sağlayacak.”

Yapay zekânın artık sadece bilgi üretmekle kalmayıp karar aldığını ve stratejik katkı sağlayacak öneriler geliştirebildiğini belirten Atıcı, “Bimser olarak biz de üretimden servise, satıştan tedariğe kadar her aşamada kaliteyi, verimliliği ve izlenebilirliği artırıyoruz. Otomotiv sektörü özelinde ise bu çok kritik. Çünkü sektör, sıfır hata ile üretimi hedefliyor. Kalite süreçlerinin izlenmesi, hataların önlenmesi ve sürekli iyileştirme döngüsü için sistematik çözümler gerekiyor. Bimser, FMEA gibi sektör odaklı çözümleri ile bu sürece destek oluyor. Yeni Dijital FMEA (Hata Türü ve Etkileri Analizi) çözümü, şirketlerin kalite yönetim süreçlerinde maksimum verimlilik sağlamayı hedeflerken, aynı zamanda potansiyel riskleri önceden analiz edip etkili aksiyonlarla önlem almayı mümkün kılıyor.” şeklinde konuştu.

Son yıllarda global otomotiv sektöründe yazılım yatırımlarının payı hızla artıyor. Araştırmalara göre 2030 yılına kadar yazılımın sektöre katkısının yüzde 30’lara ulaşması bekleniyor. Türkiye’de otomotiv hem ihracat hem de teknoloji yatırımları açısından stratejik bir sektör olmayı sürdürüyor.

Elektrifikasyon, otonom araç teknolojileri, dijital ikizler, yapay zekâ destekli bakım sistemleri ve siber güvenlik uygulamaları sektörün geleceğini şekillendiriyor. Bu dönüşüm, sadece OEM’leri değil; tedarikçileri, bayi ağlarını ve servis ekosistemini de yazılım yatırımlarına yönlendiriyor. Bimser’in geliştirdiği uygulamalar yalnızca kaliteyi artırmakla kalmıyor; üretim hızını yükseltiyor, maliyetleri azaltıyor ve kurumsal hafızayı güçlendiriyor. Dijital FMEA Çözümü, müşteri şikayetleri ve düzeltici/iyileştirici faaliyet yönetimi ile entegre çalışarak süreçleri uçtan uca izlenebilir hale getiriyor.

Otomotiv parçalarının kullanım şekli veya fonksiyonuna bakılmaksızın, en küçük hata bile sürücülerin can güvenliğini tehlikeye atabilir ve markalar için ciddi itibar kaybına yol açabilir. Murat Atıcı, Dijital FMEA uygulamasının Türkiye otomotiv sanayisinin “sıfır hata” hedefiyle uyumlu olduğunu belirterek, “Hata tahmin edilebilir hale geldiğinde üretim güvenliği artıyor, maliyetler düşüyor ve rekabet gücü yükseliyor. Bu, hem firmalar hem de ülke ekonomisi için önemli kazanımlar anlamına geliyor” diyor.

Bimser’in geliştirdiği sistemin sektöre sağladığı en büyük katkı maliyetleri azaltması. Üretim hataları zamanında tespit edilmediğinde; ürün iadesi, yeniden üretim ve garanti maliyetleri firmalara büyük yük getiriyor. FMEA çözümü sayesinde hatalar erken aşamada fark edilip önleniyor ve böylece üretici firmalar ciddi tasarruf elde ediyor.

QDMS ile entegre çalışan FMEA uygulaması, tespit edilen hataların dijital ortamda yönetilmesini sağlıyor. Alınması gereken önlemlerin gecikmesini engelliyor ve aksiyonları sorumlulara anında atayarak zamanında uygulanmasını mümkün kılıyor. Bu süreç, otomotiv sektöründe “Sıfır Hata” hedefini destekliyor ve müşteri memnuniyetini artırıyor. Yeni FMEA uygulaması, savunma, enerji, ilaç ve beyaz eşya gibi yüksek kalite gerektiren sektörlerde de kullanılabiliyor.