Yeşil ve dijital dönüşüm sanayinin yeni yol haritası

İSO Başkanı, sürdürülebilirlikte farkındalığın yükseldiğini ancak döngüsel ekonomiye geçişin hızlanması gerektiğini belirterek çağrıda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 28.06.2025 17:27
Haber Güncellenme Tarihi: 28.06.2025 17:27
https://www.dijitalhaber.com.tr

İstanbul Sanayi Odası (İSO) haziran ayı olağan Meclis toplantısı “Döngüsel Ekonomi, Sürdürülebilir Yeşil Kalkınma, Deprem Güvenlikli Sanayi İçin Vizyoner ve Yenilikçi İş birliği Olanaklarını Değerlendirmek” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz’ın başkanlık ettiği, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, konuşmasında günümüzde küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sektörlerin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olması bir gereklilik halini aldığın söyledi. Bahçıvan şunları söyledi:

“Sınırlara ulaştığımız bu çağda doğal kaynakların aşırı tüketimine yol açan ve “al-kullan-at” olarak özetlenen doğrusal ekonomi modelinden süratle döngüsel ekonomiye geçmeliyiz. Circle Economy’nin Deloitte iş birliğiyle hazırladığı 2025 yılı Döngüsellik Boşluk Raporu, dünyanın döngüsel dönüşüm konusunda alarm verici bir şekilde geriye gittiğini, son 50 yılda dünya genelinde doğadan malzeme çıkarımının üç katına çıktığını ve bu gidişatla 2060’a kadar bu miktarın yüzde 60 daha artabileceğini ortaya koyuyor. Rapor, döngüsel ekonomiye geçişin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini ortaya koyuyor. Biz de önemli iş birliklerimizden biri olan Ipsos Araştırma Şirketi ile yürüttüğümüz İSO Sanayide Sürdürülebilirlik Eğilimi Araştırması’nı 2025’te ikinci kez gerçekleştirerek kamuoyu ile paylaştık. Türkiye genelinde 600’ün üzerinde sanayi firması ile gerçekleştirilen araştırmamızın sonuçları çerçevesinde “İSO Sanayide Sürdürülebilirlik Eğilimi Skorları”nı da hesapladık. Türkiye genelinde sanayi firmalarının en yüksek skora ulaştığı alan; 100 üzerinden 50,33 ile ‘Farkındalık’ oldu. Türkiye’de ilki geçen yıl yapılan araştırmada da firmaların en yüksek skora ulaştığı alan 48,97 ile ‘Farkındalık’ olmuştu. Her fırsatta vurguladığımız gibi, her alanda yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalığın hız kazanması gerektiğine inanıyoruz.”

Yeşil dönüşüm uluslararası ticaret açısından da öncelikli bir kriter halini aldığını vurgulayan Bahçıvan, Avrupa Yeşil Mutabakatının önemli bir unsuru olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) başta olmak üzere döngüsel ekonomiye geçişe yönelik pek çok yeni standart küresel ticareti etkileyecek nitelikte olduğunu hatırlattı. Türkiye’de yeşil dönüşümün finansmanına yönelik mevzuat altyapısı, taksonomi, hesaplama, doğrulama ve raporlama ile risk yönetimi ve veri üretimi konusundaki çalışmaların hız kazanmasının, yeşil dönüşüme yönelik uluslararası finans kaynaklarının Türkiye ekonomisine yönelmesi açısından önem arz ettiğine değinen de Bahçıvan, şu ifadeleri kullandı:

“Climate Bonds Initiative (CBI) tarafından yayımlanan verilere göre 2024 yılı sonu itibarıyla toplam yeşil tahvil hacminin 3,5 trilyon dolara ulaşması, COP29’da Dünya Bankası’nın çok taraflı kalkınma bankalarının 2030’a kadar gelişmekte olan ülkelere yılda 120 milyar dolar iklim finansmanı sağlamayı hedeflediğini duyurması küresel piyasaların konuya verdiği önemi gösteriyor. Bu bağlamda Paris Anlaşmasına taraf olan ülkemizin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda hazırlanan ve Kasım 2024’teki COP29 sırasında açıkladığınız Türkiye’nin İklim Değişikliği ile Mücadele Uzun Dönem Yol Haritası, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele vizyonunun ortaya konulması açısından olduğu kadar sanayimizin hedeflerinin belirlenmesi adına da çok önemli. Benzer şekilde İklim Kanunu’nun da bir an önce hayata geçmesini bekliyoruz.”

Dönüşümün başarılı bir şekilde gerçekleşmesinde değişimi benimseyen bir toplum için harekete geçilmesinin önemine değinen Bahçıvan, konuşmasını şu s özleriyle sürdürdü:

“Dijital ve yeşil dönüşüme insan ve kültür unsurlarını da ekleyen ve üçüz dönüşüm olarak adlandırılan bu süreci, dönüşümün öznesi olan insanı temel alarak bütüncül bir yaklaşım ile yürütmek gerekiyor. Sanayinin sürdürülebilir yeşil kalkınma için artan sorumluluğunu vurguladığı gibi kamu, finans kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin iş birliği içinde hareket etmesini de gerektiriyor. İSO olarak bu yoldaki engelleri iş birliği içinde aşabileceğimize inanıyoruz. Ülkemizin 2026’da düzenlenecek COP31 toplantısına ev sahipliği yapmak yönündeki talebini de yürekten destekliyoruz.”

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yaklaşık iki buçuk yıl önce Cumhuriyet tarihimizin en acı verici depremlerini yaşadığımızı vurgulayarak İstanbul’daki olası bir depremin sonuçlarının çok daha ağır olacağının bilinciyle; deprem riski ve sanayi tesisleri için acilen yapılması gerekenlere dikkat çekti. Bahçıvan, bu doğrultuda 3 aşamadan oluşan öneri setlerini açıkladı:

“İlk aşamada; İstanbul’da sanayi tesislerinin depreme dayanıklılık durumunu ortaya çıkaracak bir envanter çalışması süratle hayata geçirilmeli. İkinci aşama, yapıların depreme karşı güçlendirilmesine yönelik mevzuat ile ilgili. İSO olarak çalışma yürüttüğümüz akademisyenler ile harici ve kısmi güçlendirmeyi sağlayacak “yapısal göçmeyi önlemeye yönelik onarım ve iyileştirme” yöntemlerinin mevzuata eklenmesini talep ediyoruz. Üçüncü aşama ise dönüşüm için sanayimize gerekli finans ve vergi desteğinin sağlanmasıdır. Bu amaçla, kentsel dönüşüme benzer bir “sanayi dönüşümü” projesi süratle hayata geçirilmeli.”