Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Eylül 2025 tarihli Kabine Toplantısının ardından millete seslendi.
Yaşamını yitiren şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler'in Türk edebiyatının velut kalemlerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi, şair, yazar, mütefekkir Yavuz Bülent Bakiler Bey'i bir kez daha rahmetle yad ediyor, ailesine ve sevenlerine sabrıcemil diliyorum. Cenab-ı Allah cennetiyle, cemaliyle inşallah müşerref eylesin." ifadelerini kullandı.
Kabine Toplantısı'nın gündeminde iç ve dış politikaya dair kritik konuların yer aldığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son üç haftada gerçekleştirdiğimiz önemli programlarımızın kısa bir özetini yapmak istiyorum. 15 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'ne katıldık. Orada, Filistin'in yanı sıra Lübnan, Yemen, İran, Suriye ve son olarak Katar'a saldıran İsrail karşısında ortak tavır almanın önemine işaret ettik. Ziyaretimiz dostumuz, kardeşimiz ve müttefikimiz Katar ile dayanışmamızı göstermek açısından da manidardı.
17 Eylül'de ise Dışişleri Bakanlığımızın yeni yerleşkesinin temellerini attık. İki yıl içinde tamamlanması planlanan projeyle Hariciye Teşkilatımızı 334 bin 500 metrekare kapalı alana sahip, modern, işlevsel ve çevre dostu bir yerleşkeye kavuşturacağız. 18 Eylül'de Şehit Yakınlarımız, Gazilerimiz ve Gazi Yakınlarımızın Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Kura Töreni'ni icra ettik. Çektiğimiz kuralarla 630 kardeşimizin daha kamuya atamasını yaptık. Böylece kamu kurumlarımızda istihdam ettiğimiz şehit yakını, gazi ve gazi yakını sayımız 51 bin 947'ye yükseldi. Yeni atamalarımızın bir kez daha hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyor, göreve başlayan kardeşlerime yüce Allah'tan başarılar diliyorum."
"İŞKUR Gençlik Programımızdan 100 bin öğrencimiz faydalandı"
Erdoğan, 19 Eylül'deki Türkiye Kooperatifler Buluşması'nda, "2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Strateji ve Eylem Planı"nın tanıtımını yaptıklarını anımsatarak, şunları ifade etti:
"Buluşmada, kooperatiflerimiz için yeni müjdelerimizi paylaştık. Geçtiğimiz yıl kooperatiflerimizin yararlanabileceği destek kalemlerinde 2 kat artış yapmıştık, bu yıl destek tutarını 2,5 katına çıkardık. Aynı şekilde makine, ekipman ve demirbaş alım desteğini 400 bin liradan 1 milyon liraya, sergi ve fuar katılım desteklerini 60 bin liradan 150 bin liraya yükselttik. Nitelikli personel istihdamı desteğini ise 1 kişi için yıllık 204 bin liradan 266 bin liraya, 2 kişi için 408 bin liradan 532 bin 800 liraya çıkardık. Bunların da hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum."
Milli Teknoloji Hamlesi'nin en büyük sahnesi olan TEKNOFEST'in 13'üncüsünün 17-21 Eylül'de İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlendiğini hatırlatan Erdoğan, 19 Eylül'de TEKNOFEST 2025'i ziyaret ederek gençlerin coşkusuna ortak olduklarını anlattı.
Eserleri, fikirleri ve projeleri ile Türkiye'nin istikbal yürüyüşüne eşlik eden gençleri tebrik eden Erdoğan, "Şunu da bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek istiyorum, TEKNOFEST nesli, tıpkı mirasını devraldıkları Alparslanlar, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler gibi inşallah tarih yazacak, tarihi değiştirecek. Biz de bu gençliğin hayallerine ulaşmasını kolaylaştırmak için üzerimize ne düşüyorsa ziyadesiyle yapıyoruz ve yapacağız." diye konuştu.
Erdoğan, bu yıl başında üniversite öğrencilerine yönelik geliştirilen İŞKUR Gençlik Programı'ndan geçen dönem 100 bin öğrencinin faydalandığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Bu dönemki kontenjanımızı yine 100 bin olarak ilan etmiştik. Ancak gençlerimizin programa yoğun teveccühü dolayısıyla bugünkü kabine toplantımızda kontenjanı 150 bine çıkarmayı kararlaştırdık. İnşallah 2028 yılı sonuna kadar toplam 1 milyon öğrencimizi İŞKUR Gençlik Programı'ndan faydalandırmayı hedefliyoruz. Üniversiteli gençlerimize hayırlı ve uğurlu olsun."
"Ülkemizin duruşunu çok net biçimde kayda geçirdik"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sene güçlü bir heyetle iştirak ettikleri BM 80. Genel Kurulu'nun genel görüşmelerini her açıdan en verimli şekilde değerlendirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk-Amerikan toplumunun öncü isimlerinden Amerikan iş çevrelerine, düşünce kuruluşlarından uluslararası yatırımcılara kadar pek çok kesimle bir araya geldik. Bu toplantılarda özellikle Türkiye'nin sunduğu yatırım ve ticaret fırsatlarını misafirlerimize anlattık. Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi'miz, diplomasinin kalbinin attığı bir merkez olarak yine göz doldurdu. Bir diğer dikkat çekici husus şudur, İsrail'in engelleme çabalarına rağmen 80'inci Genel Kurul'a Filistin davası damgasını vurmuştur. 22 Eylül Pazartesi günü Fransa ve Suudi Arabistan eş başkanlığında düzenlenen iki devletli çözüm konferansına ilgi oldukça yoğundu. Konferansa katılarak ülkemizin duruşunu çok net biçimde kayda geçirdik."
Erdoğan, ertesi gün BM Genel Kurulu'na hitap ettiğini belirterek, "Hitabımızda, Gazze'de yaşanan ve artık soykırım boyutunu aşıp 'toplu kıyıma' evrilen vahşete vurgu yaptık. Gazzeli kardeşlerimizin 23 aydır kesintisiz maruz kaldığı zulmü rakamlarla fotoğraflarla ortaya koyduk. Uluslararası toplumu, İsrail'in Filistin halkına uyguladığı barbarlıklara karşı harekete geçmeye çağırdık." diye konuştu.
"Birçok ülkeden muhataplarımızla görüşmelerimiz oldu"
Genel Kurula hitabında, Gazze'deki katliamın yanı sıra Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Latin Amerika'ya, Türkiye'nin dış politikasında özel yer tutan bölgelere yönelik mesajlar verdiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kıbrıs Türk'ünün haklı davasını bir kez daha çok güçlü biçimde savunduk. Ada'da 'iki ayrı devlet ve iki ayrı halk' olduğu gerçeğinden hareketle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma çağrımızı tekrarladık. Küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık Projemiz ile aile kurumuna yönelik saldırıları yine insanlığın gündemine taşıdık. Hitabımız, Türkiye'nin 360 derecelik bakış açısıyla yürüttüğü, Doğu'ya ve Batı'ya aynı anda bakan çift başlı Selçuklu kartalından ilhamını alan dış politikasının adeta özü, özeti, çerçevesi niteliğindeydi."
ABD Başkanı Donald Trump'ın ve bölge liderlerinin katıldığı Gazze konulu toplantının son derece verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Toplantıda, Gazze'de akan kanı durdurmak için neler yapabiliriz, liderler olarak bunu masaya yatırdık. İklim zirvesinde, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda devreye aldığımız uygulama ve reformlardan bahsettik. Genel Kurul marjında ayrıca aralarında Suriye, Libya, Kuveyt, Endonezya, Fransa, Kanada ve Vietnam'ın da olduğu birçok ülkeden muhataplarımızla ikili görüşmelerimiz oldu. Avrupa Birliği Komisyon Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de yine görüştüğümüz isimlerdendi."
"Hemen hiç kimse, İsrail'le ve Netanyahu hükümetiyle yan yana gelmek istemiyor"
"Yolsuzluk soruşturmalarından dolayı iyice köşeye sıkışan Netanyahu'nun sırf koltuğunu korumak uğruna bölgeyi hatta dünyayı ateşe sürüklediğini artık hemen herkes kabul ediyor." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortada bir devlet aklının değil; kandan ve kaostan beslenen bir katliam kadrosunun olduğu çok net görülüyor. Bir avuç ülke dışında hemen hiç kimse, İsrail'le ve Netanyahu hükümetiyle yan yana gelmek, fotoğraf vermek istemiyor. 80'inci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bunun bir nevi turnusolü oldu. Genel Kurul'da Birleşik Krallık ve Fransa'nın içinde yer aldığı 10 Batılı ülke daha Filistin'i tanıdıklarını açıkladı. Her ne kadar gecikmiş de olsa, Güvenlik Konseyi üyesi iki ülkenin Filistin devletini tanıması fevkalade önemlidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin'i tanıyan ülke sayısının 158'e ulaşmasından, bu mücadelenin adeta öncülüğünü üstlenen bir ülke olarak büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.
"Bundan sonra yapılması gereken tanımanın hakkını vermektir"
Tanımanın ilk adım olarak takdire şayan olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bundan sonra yapılması gereken ise tanımanın hakkını vermektir. Bunun yolu da 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin vücut bulması için çaba harcamaktan geçiyor. Diğer türlü, atılan adım eksik kalacaktır. İsrail'in tüm gayreti de zaten bunun içindir. Batı Şeria'yı ilhak etme ve Gazze'yi insansızlaştırma politikalarının arka planında, özgür Filistin Devleti ihtimalini tamamen yok etme niyeti vardır. Bunun da maksadı 'Büyük İsrail Projesini' hayata geçirmektir.
Burada şunu, hiç çekinmeden, açık açık ifade etmek durumundayım. Türkiye, şu an her iki projenin de karşısındaki en büyük engellerden biridir. Ülkemizin ve şahsımızın son dönemde hedefe konulmasının esas sebebi, kararlı duruşumuzu çok net ortaya koymamızdır. Ne küresel siyonist lobinin baskılarına eyvallah ediyoruz ne de onların içimizdeki tetikçilerinin karalama kampanyalarına boyun eğiyoruz. Topraklarını, özgürlüklerini ve onurlarını savunan Filistin halkının yanında dimdik duruyoruz."
"Muhalefetin geçirdiği histeri nöbetleri karşısında tavrımız yıllardan beri değişmemiştir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bugün özgürlük, adalet için mücadele eden mazlumların yanında olduğunu dost-düşman herkesin çok iyi bildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bunu bilmeyen, bilse bile kabullenemeyen bir tek ana muhalefettir. Daha düne kadar Orta Doğu'ya bakınca sadece bataklık görenlerin, Gazze'nin kahraman evlatlarına terörist iftirası atanların, 'Bize ne Gazze'den, bize ne Suriye'den, Libya'dan, Somali'den' diyen vicdansızların, bugün çıkıp bizi eleştirmesinin zerre kadar kıymeti yoktur. Bunlar dün de gönül coğrafyamıza yabancıydı, bugün de dünyada ne olup bittiğinden habersizler. Bunlar dün de vizyonsuzdu, ufuksuzdu, kifayetsizdi, ülkemizin başarılarını çekemiyorlardı, bugün de haset çukurunda debelenip duruyorlar. Hükümetimizin uyguladığı vicdanlı, ilkeli, itibarlı, cesur ve çok boyutlu dış politikayı bir türlü kavrayamıyorlar; böyle giderse hiç anlamayacaklar. Ne diyelim? Yazık, gerçekten çok yazık. Muhalefetin geçirdiği histeri nöbetleri karşısında bizim tavrımız, yıllardan beri hiç değişmemiştir."
"Gazzeli masumların duası yeter"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 86 milyonun emanetini taşıdıklarını, yüklerinin de vazifelerinin de çok ağır olduğunu dile getirdi.
Nefeslerini boş işlerle, boş tartışmalarla, boş siyasetçilerle heba edemeyeceklerini aktaran Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Küçük düşünen, dış politikaya sığ bakan, yolsuzluklarına destekçi bulmak için Batılı patronlarına 'sizin çıkarınızı en iyi biz koruruz' diye yalvaran zavallıları kale almadık, bugün de onları ademe mahkum ediyoruz. Varsın gözünü kin ve nefret kaplamış muhterisler idrakinde olmasın. Bize, Filistinli mazlumların duası yeter, bize Gazzeli masumların duası yeter. Filistin halkının ve milletimizin hayır duasına mazhar olabiliyorsak, onların takdirini alabiliyorsak, ne mutlu bize. Gerisi boştur, laf-ü güzaftır. Rabbim bizi ömrümüzü adadığımız Filistin davasını hakkıyla savunmaktan geri koymasın diyorum."
Trump ile görüşme
New York'taki yoğun temasların ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın davetine icabetle Washington'a bir ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, 25 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ve heyetiyle kapsamlı, verimli, içerikli bir görüşmelerinin olduğunu söyledi.
İkili ticaret, yatırım, enerji, savunma sanayii konuları başta olmak üzere, birçok hususu Trump ile dostane bir ortamda ele aldıklarını vurgulayan Erdoğan, Trump'ın ilk döneminde beraber belirledikleri 100 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşmak için atılacak adımları istişare ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Gazze mezalimini, İsrail’in artan saldırganlığını, Rusya-Ukrayna savaşı ve bölgedeki gelişmelerin gündemlerinin üst sırasında olduğunu vurguladı.
Suriye'deki istikrarın muhafazası ve Orta Doğu'da barış ortamının egemen kılınmasına yönelik hususları da ayrıntılı bir şekilde değerlendirdiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Siyasetçisiyle, gazetecisiyle, yorumcusuyla muhalefetin, tam bir cinnet halinde Amerika ziyaretimizi kötülemeye çalışmasının tek nedeni, ziyaretin fevkaladenin fevkinde başarılı geçmesidir. Onlar başka şeyler bekliyorlardı ama hevesleri kursaklarında kaldı. Hayal kırıklığına uğradılar, şimdi bunun öfkesiyle sağa sola saldırıyorlar. Ama ne yapsalar beyhude. Güneşi balçıkla kapatamazlar, hakikatlerin üzerini yalanlarla örtemezler.
Bizim temel prensibimiz, Türkiye'nin menfaatlerini her zeminde en güçlü şekilde savunmaktadır. Milletimizin kısa, orta, uzun vadeli çıkarları neyi gerektiriyorsa, biz 23 yıldır hep onu yaptık, yarın da aynısını yapacağız. Şayet biz muhalefetin ne dediğine baksaydık, Türkiye sahip olduğu altyapı ve üstyapı yatırımlarının hiçbirine bugün sahip olamazdı. Ne Marmaray olurdu, ne İstanbul Havalimanı olurdu, ne Togg olurdu, ne hızlı trenler olurdu, ne 785 milyar metreküplük Karadeniz gazının, ne de Gabar'daki petrol rezervlerinin keşfi mümkün olurdu. Biz, dış politikadan ulaştırmaya, enerjiden savunma sanayiine, turizmden sağlığa her hamlemizi, müzmin muhalefete rağmen başardık. Bunların ülkenin ve milletin hayrına bir cümle kurması ontolojik olarak mümkün değildir. Biz de böyle bir beklenti içinde değiliz."
"81 ilimizin tamamında 500 bin sosyal konut inşa etmek için düğmeye basıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çevre Bakanlığımız eliyle 81 ilimizin tamamında 500 bin sosyal konut inşa etmek için düğmeye basıyoruz." dedi.
Erdoğan "Dijital alemin kontrolsüzlüğü işimizi zorlaştırsa da sanal kumar ve yasa dışı bahis meselesinin üzerine tüm kapasitemizle gideceğiz." şeklinde konuştu.
Sosyal Konut Projesi'ne ilişkin, "Şehit ve gazilerimize, emeklilerimize, gençlerimize, 3 çocuğu olan ailelerimize özel bir kontenjan ayıracağız." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ'yle başlatacağız. Sosyal konutların bir kısmını uygun şartlarla kiralayacak, dar gelirli ailelerimizi rahatlatacağız." şeklinde konuştu.
"1000 hakim-savcı yardımcısı alım sürecini başlatıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi amacıyla 20 bin personel alım sürecini başlatmıştık. Şimdi de 1000 hakim-savcı yardımcısı alım sürecini başlatıyoruz." dedi.
"Sağlık Bakanlığımıza 18 bin personel için ilana çıkıyoruz"
Erdoğan, "2025 için Sağlık Bakanlığımıza 37 bin yeni personel tahsis etmiş, 19 bin personel alımını gerçekleştirmiştik. Şimdi 18 bin personel için ilana çıkıyoruz." ifadesini kullandı.